Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yerli Üretim

Kapsül Haber Ajansı - Yerli Üretim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yerli Üretim haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Astronergy ile Alfa Solar Enerji’den Yerli Güneş Hücresi Üretim Kapasitesini Güçlendirecek Adım Haber

Astronergy ile Alfa Solar Enerji’den Yerli Güneş Hücresi Üretim Kapasitesini Güçlendirecek Adım

Astronergy, yerli üretim kapasitesini artırma vizyonuyla önemli bir iş birliğine imza attı. Şirket, Alfa Solar Enerji ile Türkiye’nin yerli güneş hücresi üretim kapasitesini güçlendirecek bir ortaklığa imza attı. Astronergy'den yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi "Astronergy olarak, Alfa Solar Enerji ile Türkiye’nin yerli güneş hücresi üretim kapasitesini güçlendirecek bir ortaklığa imza attığımızı paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. Bu iş birliği kapsamında kurulacak yeni nesil üretim tesisinde, ingot dilimlemeden başlayan entegre wafer ve hücre üretimi hedefleniyor. Küresel pazarlarda edindiğimiz yıllık 45 GW hücre ve 58 GW modül üretim tecrübemizi Türkiye’ye taşıyarak yerli üretim gücümüzle birleştirecek ve ülkemizin yenilenebilir enerji dönüşümüne güçlü bir katkı sağlamış olacağız. Balıkesir’de hayata geçirilecek bu yeni nesil tesis, hem iç pazarın yerli ürün ihtiyacına yanıt verecek hem de bölgesel teknoloji gelişimine önemli katkı sağlayacak. Ayrıca Türkiye’de, TOPCon 5.0 yeni nesil hücre teknolojisine yönelik bir Ar-Ge ve inovasyon merkezi kurarak, yerli mühendislik gücüyle yenilikçi çözümler üretmeyi ve bölgeye teknolojik yatırım yapmayı amaçlıyoruz. Türkiye’nin yenilenebilir enerji dönüşümüne değer katacak bu adımın her iki taraf için de hayırlı olmasını diliyoruz." Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Arabica 2026'da İstanbul'da 50 Şube Hedefliyor  Haber

Arabica 2026'da İstanbul'da 50 Şube Hedefliyor 

Arabica Coffee House CEO’su Av. Sertaç Yalçın, “2026 sonuna kadar İstanbul’da 50 şubeye ulaşmayı hedefliyoruz” derken, Arabica Coffee House Kurucusu Mimar Elif Ülger Yalçın, yıl dönümünü geleceğe yönelik vizyonlarını güçlendiren bir adım olarak değerlendirdiklerini ifade etti. 11. yıl özel daveti, diplomasi, iş dünyası ve sanat çevrelerinden isimlerin katılımıyla güçlü bir buluşmaya dönüştü. Programa Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar, Nikaragua Büyükelçisi Tatiana Daniela Garcia Silva ve oyuncu Arzu Yanardağ’ın yanı sıra sektör temsilcileri, yatırımcılar ve medya mensupları da ilgi gösterdi. Yerli ve milli bir marka olarak büyümesini sürdüren Arabica Coffee House, konuklarına gelecek planlarını, genişleme stratejisini ve toplumsal etki yaklaşımını aktardı. Arabica Coffe House Kurucusu Mimar Elif Ülger Yalçın: “11 yıldır bu yolda birlikte yürümenin heyecanını yaşıyoruz. 2014 yılından bu yana Arabica olarak Türkiye’nin dört bir yanında kahve kültürünü güçlendiren, yerli üretim gücünü merkeze alan bir yolculuk sürdürüyoruz. Bu yıl dönümünü yalnızca geçmişe dönük bir kutlama olarak değil, geleceğe dair vizyonumuzu ortaya koyan bir adım olarak değerlendirdik. Kahvenin insanları bir araya getiren gücüne yeni bir boyut ekleyen bu özel projeyi paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyoruz” dedi. 2026 YILI SONUNA KADAR İSTANBUL’DA 50 ŞUBEYE ULAŞACAĞIZ Arabica Coffee House CEO’su Av.Sertaç Yalçın; “Arabica Coffee House olarak 2026 sonuna kadar İstanbul’da 50 şubeye ulaşmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda ağımızı genişletirken, bizi biz yapan değerlerden ödün vermeden ilerlemeye devam edeceğiz. Önümüzdeki dönemde operasyonel büyümemizi sosyal etki ve kapsayıcılık ilkeleriyle birlikte ele almayı sürdüreceğiz. Baristalarımızdan, tedarikçilerimize, ekibimizden, iş ortaklarımıza, yatırımcılarımıza kadar hep birlikte zorlukların üstesinden gelip büyüyen bir aileyiz. Yüzde 100 yerli ve milli marka olarak, beş yıl önce açıklanmış temellerinin üzerinde kalmayı başaran ve bu yolda yürümeye devam edecek olan yapımız ile ileride halka arza kadar büyümeyi hedefliyoruz. Geri verme kültürü ile de bir vakıf kurup şu an yaptığımız tüm çalışmaların daha fazlasını yaparak sürdürülebilirliğin tüm aşamalarını hayata geçireceğiz. Büyük ve güçlü bir aile olarak büyümeye devam edeceğiz” dedi. ARABİCA’NIN YAPAY ZEKÂ DESTEKLİ MASKOTU BİCA SAHNEYE ÇIKTI 11.yılımızda yeni kurumsal vizyon doğrultusunda maskotumuzu da hayata geçirdik diyerek sözlerine devam eden Yalçın: “BİCA’yı bugün sizlerle tanıştırıyoruz. Sadece maskot olarak kalmayacak yapay zeka çalışmaları hatta çocuk menüleri ile de çeşitlendireceğiz. Yeni yılda yatırımcılarımız için iki önemli firmaya yatırım yaptığımızı da bugün açıklıyoruz. Hem kasa yazılımı hem de yapay zeka şirketinin yatırımcısı olduk. Tüm yatırımcılarımız şubelerimizde anlık istatistikler elde edebilecekler. Yapay zeka yatırımımız ile şubelerde kaç kişi, cinsiyet ve tüm detayları anlık takip edebilecekler. Arge ve girişim firması gibi çalışmaya devam edeceğiz” açıklamasında bulundu. GÖRME ENGELLİLER İÇİN YENİ BİR KAHVE DENEYİMİ EyeBrand Programı’nın önemini vurgulayan Yalçın;“BlindLook ile gerçekleştirdiğimiz bu proje, yalnızca kahve deneyimini değil, toplumsal farkındalığı da artıran önemli bir adım. Kahve herkes içindir; insanları bir araya getiren, paylaşımı güçlendiren bir bağdır. Görme engelli misafirlerimizin şubelerimizde kendilerini daha bağımsız ve özgür hissetmelerini sağlamaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Arabica Coffee House olarak herkes için eşit ve kapsayıcı bir deneyim sunma misyonuyla bu iş birliğini sürdürecek ve erişilebilirlik alanında daha fazla projeye imza atacağız” açıklamalarında bulundu. Kapsayıcılık vizyonunu güçlendiren marka, BlindLook’un EyeBrand Programı’na katılarak görme engelli bireylerin şubelerde sunulan menüleri ve hizmetleri sesli ve etkileşimli bir şekilde deneyimlemesine imkân tanıyor. Bu sistem sayesinde ziyaretçiler mekânı daha kolay, özgür ve bağımsız biçimde keşfedebiliyor.

Reeder, Çinli Ortaklarıyla Küresel İş Birliğine İmza Attı Haber

Reeder, Çinli Ortaklarıyla Küresel İş Birliğine İmza Attı

Reeder, Çin merkezli Leaderhub ve Haibao şirketleri ile yeni nesil elektrikli golf ve hafif hizmet araçlarının üretimi için stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Şirket, yıllık 35 bin adet üretim kapasitesiyle ABD pazarından gelen talebi karşılamanın yanı sıra Orta Doğu ve Avrupa gibi yeni pazarlara açılmayı hedefliyor. Türkiye’nin öncü teknoloji markası Reeder, Çin merkezli Leaderhub Technology ve Haibao Technologies ile yeni nesil elektrikli golf ve hafif hizmet araçlarının üretimi için stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Anlaşma kapsamında Türkiye merkezli olarak kurulan ortak girişim NordeeC Mobility, Samsun’u küresel mobilite ekosisteminde önemli bir üretim ve ihracat üssü haline getirmeyi hedefliyor. Reeder, yeni nesil elektrikli golf ve hafif hizmet araçlarının Ar-Ge, tasarım, üretim ve global satış süreçlerini Türkiye’den yönetecek. İlk etapta ABD pazarıyla başlayacak ihracat stratejisinin, Orta Doğu ve Avrupa pazarlarına genişlemesi hedefleniyor. Yapılan anlaşma kapsamında, elektrikli golf aracının pilot üretimi Reeder’ın Samsun’da bulunan üretim üssünde bu yıl sonuna kadar yapılacak. 15 yılı aşkın teknoloji yolculukları boyunca “yerli üretim, yerinde üretim” felsefesiyle hareket ettiklerini vurgulayan Reeder CEO’su Uygar Saral şunları ifade etti: “Bugün geldiğimiz noktada hem Reeder için hem de bu topraklar için önemli bir adım atıyoruz. NordeeC Mobility ortak girişimi ile birlikte, Türkiye’yi yeni nesil elektrikli araç teknolojilerinin üretim merkezi haline getiriyoruz. Yıllık 35 bin adet üretim kapasitemizle dünyanın elektrikli aracını Samsun’da üreteceğiz. ABD pazarından gelen talebi karşılamanın yanı sıra Orta Doğu ve Avrupa gibi yeni pazarlara da açılacağız. Projenin tam ölçekli hayata geçmesiyle birlikte Samsun ve çevresinde nitelikli istihdam yaratılması, Türkiye’nin yüksek teknolojili ihracat kalemlerinin güçlenmesi ve yerli tedarik zinciri için yeni fırsatların oluşmasına da katkı sağlayacağız.” NordeeC Mobility çatısı altında üretilecek yeni nesil elektrikli araçlar; yüksek torklu elektrik motoru, gelişmiş multimedya ekranı, CarPlay ve Android Auto entegrasyonu, sessiz sürüş teknolojisi ve düşük işletme maliyeti gibi özellikleriyle dikkat çekiyor. Dört kişiye kadar yolcu kapasitesi ve geniş ve konforlu koltuklara da sahip model ABD pazarında kısa sürede güçlü talep gördü. Reeder’ın yeni teknoloji yatırımları, şirketin yerli üretim gücünü global vizyonla birleştiren yeni dönem stratejisinin temelini oluşturuyor. 2025 yılı itibarıyla yapay zekâ, mikro mobilite ve nöroteknoloji yatırımlarını hayata geçiren Reeder, Türkiye’nin teknolojide yükselen markalarından biri olarak gerçekleştirdiği stratejik ortaklıklarla global rekabet gücünü artırmayı sürdürüyor.

Türkiye’de Fast Food Sektöründe Tüketim Davranışları ve Algısı Araştırması Sonuçları Açıklandı Haber

Türkiye’de Fast Food Sektöründe Tüketim Davranışları ve Algısı Araştırması Sonuçları Açıklandı

Çarpıcı sonuçlara ulaşılan araştırmaya göre fast food, bir başka ifadeyle hızlı servis restoran işletmeciliğinde tüketicilerin taleplerinin değiştiği yeni bir dönem başlıyor. Tüketicilerin %85’i, markalardan çevresel ve toplumsal konularda sorumluluk üstlenmelerini ve bu alanlarda somut adımlar atmalarını bekliyor. Deneyimlerinde öne çıkan hijyen, tazelik ve şeffaflık gibi kriterler, sürdürülebilirlik odağındaki beklentilerin hızla güçlendiğine işaret ediyor. Türkiye’nin lider hızlı servis restoran işletmecisi TAB Gıda, “Bir hamburgerden daha fazlasıyız” diyerek gıdaya saygı yaklaşımıyla tüketicilere güvenli, yenilikçi ve sürdürülebilir gıda çözümleri sunarken, tüketicilerin değişen beklenti ve taleplerini anlamak için araştırmalar yapmaya devam ediyor. Bu kapsamda TAB Gıda, Sürdürülebilirlik Akademisi ile iş birliği içerisinde hazırlanan “Sürdürülebilir Tabağın İzinde: Türkiye’de Fast Food Sektöründe Tüketim Davranışları ve Algısı Araştırması” sonuçlarını açıkladı. Çarpıcı sonuçlara ulaşılan araştırmaya göre hızlı servis restoran işletmeciliğinde tüketicilerin taleplerinin değiştiği yeni bir dönem başlıyor. Araştırma sonuçlarıyla ilgili açıklamalarda bulunan TAB Gıda CMO’su Caner Alpaslan, “Bu araştırma sektörümüzde sürdürülebilirliğin; ekonomi, hijyen, israf yönetimi, yerli üretim ve şeffaflık eksenlerinde şekillenen bir algıyla tüketicinin aklında yer ettiğini gösteriyor. Ekonomi hala tüketici davranışlarının merkezinde yer alsa da tüketiciler sektörümüzdeki işletmelerden sadece çevresel değil somut uygulamalar ve açık bilgi paylaşımına dayalı güven veren markalar oluşturmasını bekliyor. Biz TAB Gıda olarak, her gün 1 milyonu aşkın misafire hizmet verirken sadece hızlı ve lezzetli deneyimler sunmakla kalmıyor, aynı zamanda erişilebilirliği, gıda güvenliğini, yüksek kaliteyi ve çevresel duyarlılığı iş yapış biçimimizin ayrılmaz bir parçası haline getirerek sürdürülebilirlikte de sektörümüze öncülük ediyoruz. “Ne Yediğini Bil” platformu ile ürünlerin kaynağından gıda güvenliği sertifikalarına kadar olan tüm detayları şeffaf bir şekilde tüketicilerimize sunuyoruz. Tüm hammaddelerimizi TFI TAB Gıda Yatırımları çatısı altındaki ekosistem şirketleri aracılığıyla temin ederek tedarik zincirini uçtan uca kontrol edebiliyoruz. Elde ettiğimiz iç görülerle bu çalışmaları daha da ileri seviyeye taşıyarak tüketicilerin sürdürülebilir hızlı servis restoran işletmecisi olma hedefi doğrultusunda ilerleyeceğiz. Yaptığımız bu araştırmanın herkese ilham vereceğine ve sektörün sürdürülebilirliğine önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz” dedi. Araştırmayı değerlendiren Sürdürülebilirlik Akademisi Yönetim Kurulu Üyesi Semra Sevinç, “Tüketici davranışlarında köklü bir değişim yaşanıyor. Artık insanlar, hızlı servis restoranlarından sadece lezzet ve hız değil; değerlerinin karşılığını, yani sorumlu bir duruş, şeffaf bir üretim zinciri ve topluma katkı arıyor. Yeni nesil, çevresel ve toplumsal duyarlılığı tercihleriyle görünür kılarak kültürel bir dönüşümün öncülüğünü yapıyor. Bu dönüşüm, markalar için yalnızca bir uyum süreci değil, yeni bir kimlik inşası anlamına geliyor. Sürdürülebilirliği yaşamın doğal akışına, deneyimin odağına ve günlük alışkanlıkların merkezine taşıyabilen markalar geleceği şekillendirecek. TAB Gıda’nın bu araştırmayla sektörün dönüşümüne yön veren içgörüler sunması, bu anlamda ilham verici bir liderlik örneği” dedi. Tüketicilerin yüzde 85’i markaların çevresel ve toplumsal konularda sorumluluk üstlenmelerini bekliyor. Araştırma sonuçlarına göre, tüketicilerin %81’i son dönemde beslenme tercihlerinde değişikliğe gitti. Bu değişimin temel motivasyon kaynakları arasında kaynağı belli, güvenilir ürün arayışı (%35) ve ekonomik nedenler (%30) olarak öne çıkıyor. Tüketicilerin %85’i işletmelerden çevresel ve sosyal konularda sorumluluk üstlenmelerini bekliyor. Kaynağı belli, güvenilir ve sürdürülebilir ürün algısı yükselirken tüketici deneyiminde öne çıkan hijyen, tazelik ve şeffaflık gibi başlıklar bu konudaki taleplerin artacağına işaret ediyor. Tüketiciler sürdürülebilir restoranlara %11 daha fazla ödemeye hazır Yapılan araştırma fast food sektöründe tüketicilerin sürdürülebilir restoranlara %11 daha fazla ödemeye hazır olduğunu gösteriyor. Ancak bunun için lezzet ve kalite güvencesi, ödenen farkın nereye gittiğinin açıklanması, indirim, sadakat puanı gibi ek avantajlar sunulması ve çevresel katkıların somut biçimde gösterilmesi gibi bazı koşulların karşılanmasını talep ediyor. Hijyen kurallarına uyum %42 oranında öne çıkıyor Hijyen, tazelik, şeffaf bilgi paylaşımı tüketici nezdinde sürdürülebilir marka algısının temel bileşenleri arasında yer alırken hijyen kurallarına uyum %42 oranında öne çıkan bir öncelik olarak görülüyor. Tüketiciler hijyeni sadece gıda güvenliği açısından değil, aynı zamanda marka güvenilirliği ve sürdürülebilirlik göstergesi olarak değerlendirirken ideal bir fast food restoranını hijyenik, güvenilir tedarik zincirine sahip, israfı önleyen, kaynağı belli ve güvenilir ürün sunan yer olarak tanımlıyor. Geri dönüşüm ve gıda israfı %69 oranında önem taşıyor Tüketicilerin %69’u yemekten kalan gıdaların israf edilip edilmediğini, kalan gıdaların nasıl değerlendirildiğini, geri dönüşüm yapılıp yapılmadığını önemli bir konu olarak görüyor. Tüketicilerin %42’si için bu konu restoran seçimini doğrudan etkileyen bir kriter. Tüketiciler günün menüsünde gıda israfını önleyici uygulamalar (%38), su tasarruflu musluklar (%30) ve geri dönüşüm istasyonları (%29) gibi konular, tüketicilerin restoranlarda görmek istedikleri sürdürülebilirlik uygulamaları arasında yer alıyor. Bununla birlikte tüketicilerin %78’i ambalaj türü ve miktarına dikkat ederken %88’i de ambalaj üzerinde geri dönüşüm bilgisini görmek istiyor. Tüketicilerin %44’ü şeffaf şekilde bilgilendirilmek, ne yediğini bilmek istiyor Yapılan araştırmada tüketicilerin %44’ü, sürdürülebilir bir markadan en temel beklentilerden biri olarak şeffaf bilgilendirilmeyi gösteriyor. Sürdürülebilirlik uygulamaları için ek ödeme yapmayı düşünenlerin %35’i, ödenen farkın nasıl kullanıldığının açıkça belirtilmesi durumunda bunu yapabileceğini, %32’si ise çevresel katkıların somut biçimde paylaşılmasını istiyor. Tüketicinin ne yediğini bilmek istediğine işaret eden bu sonuçlar, hızlı servis restoran işletmeleri için önümüzdeki dönemde sürdürülebilirlikle ilgili en önemli konunun şeffaflık olduğunu gösteriyor. Yerel ve mevsiminde tedarik edilmiş malzemelerle hazırlanmış ürünler tercih sebebi Araştırmaya katılan tüketicilerin %53’ü, ürünlerin mevsiminde, doğal yollarla veya organik malzemelerle üretilmesini öncelikli sürdürülebilirlik kriteri olarak görüyor. Tüketicilerin ideal restoran tanımında yerel ve mevsiminde üretilmiş taze malzemelerle hazırlanmış ürünler merkezi bir rol oynuyor. Araştırmada yerli üretim, yalnızca kalite ve ürün kaynağının güvenilirliğiyle değil, çevresel sorumluluk ve ekonomik katkı ile de ilişkilendiriliyor. Tüketiciler sürdürülebilir fast food markası olarak Burger King’i öne çıkarıyor Hızlı servis restoran işletmeciliği sektöründeki markaların sürdürülebilirlikle ilgili algısı çok yüksek değil. Her 4 tüketiciden 1’i (%25) sürdürülebilir marka denince herhangi bir isim veremiyor. Bununla birlikte Burger King %27 oranıyla tüketicilerin gözünde sürdürülebilir fast food markası olarak ilk sırada yer alıyor.

Kazakistan'da İlk Yerli BYD Elektrikli Otobüsleri Hatta Haber

Kazakistan'da İlk Yerli BYD Elektrikli Otobüsleri Hatta

Kazakistan'da "Astana Motors" binek ve ticari araç fabrikasında, Çinli elektrikli araç devi BYD ile yapılan anlaşma kapsamında ilk yerli elektrikli otobüslerin üretimine başlandı. Toplamda 100 adetlik ilk parti otobüsün, yıl sonuna kadar tamamlanması hedefleniyor. Üretimin yerelleşme süreci, BYD Ticari Araçlar Başkanı Tian Chunlong'un Almatı'ya yaptığı ziyaret sırasında incelendi. İş birliği, daha önce Pekin'de düzenlenen 8. Çin-Kazakistan İş Konseyi'nde, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kassym-Jomart Tokayev huzurunda imzalanan anlaşmayla resmileşmişti. İlk Parti Tamamlandı: Yüzde Yüz Güvenlik Odaklı Teknoloji "Astana Motors" binek ve ticari araç tesisi Direktörü Adilbek Gayev, şu ana kadar bileşenleri gelen ilk partide 30 adet BYD B12 elektrikli otobüsün üretildiğini duyurdu. Gayev, yıl sonuna kadar 70 otobüs daha üretilerek toplam sayının 100'e ulaşacağını belirtti. Üretimi yapılan BYD B12, otobüslerde en son nesil teknolojiyi temsil ediyor. 12 metrelik şehir içi otobüsü, şasiye yapısal olarak entegre edilmiş Blade Batarya ile donatıldı. Batarya, taşıyıcı çerçevenin bir parçasını oluşturarak genel mukavemeti artırıyor. BYD'nin yenilikçi Blade Bataryası, çivi delme testleri gibi aşırı koşullar altında bile alev veya duman üretmemesiyle küresel çapta en güvenli batarya türlerinden biri olarak tanınıyor. Yerelleşme Adımları ve Hükümet Desteği Proje, Kazakistan Cumhuriyeti Hükümeti, Sanayi ve İnşaat Bakanlığı ve Almatı Akimatı (Belediyesi) tarafından güçlü bir şekilde desteklendi. Yapılan anlaşma uyarınca, Almatı'daki elektrikli otobüs fabrikası aşamalı olarak yerelleştirilecek. Tesisin, 2026 yılından itibaren üretim süreçlerini derinleştirmesi ve üretim kapasitesini önemli ölçüde artırması bekleniyor. Bu stratejik iş birliği, Kazakistan'ın sürdürülebilir ulaşım hedeflerine ulaşmasında ve yerli üretim yeteneklerini geliştirmesinde kritik bir rol oynuyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Netaş, 2025 Üçüncü Çeyrek Rakamlarını Açıkladı Haber

Netaş, 2025 Üçüncü Çeyrek Rakamlarını Açıkladı

Türkiye'nin önde gelen teknoloji şirketlerinden olan Netaş, 2025 yılı üçüncü çeyrek finansal sonuçlarını açıkladı. Şirketin satış gelirleri, yılın dokuz aylık döneminde geçen yılın aynı dönemine göre %31 artarak 8,4 milyar TL seviyesine ulaştı. Aynı dönemde alınan toplam sipariş miktarı ise %27 artışla 8,1 milyar TL düzeyine çıktı. Kayıtlı siparişler %29 artışla 5,9 milyar TL düzeyine yükselirken; Faiz, Amortisman, Vergi Öncesi Kar (FAVÖK) ise %140 artışla 84 milyon TL'den 200 milyon TL seviyesine ulaştı. 2025 yılının ilk dokuz aylık döneminde Sistem Entegrasyonu segmentine ait sipariş tutarı aynı dönemde %31 düzeyinde büyüme sergileyerek alınan siparişler içindeki %48'lik payı ile Netaş'ın toplam siparişlerinin en büyük kısmını oluşturdu. Telekom İş Birimi ise alınan sipariş miktarında %24 büyümeyle, toplam sipar işler içinde %43 seviyesinde pay aldı. Netaş, üçüncü çeyrekte de 5G ve ileri haberleşme teknolojilerinin yanı sıra kamu ve savunma sektöründe yerli ve milli olarak ürettiği çözümlerini tanıtmaya devam etti. Temmuz ayında İstanbul Fuar Merkezi'nde gerçekleştirilen IDEF 2025'te, şirketin sergilediği ürünler arasında taktik saha ve gemi haberleşme sistemleri, navigasyon çözümleri, aviyonik sistemler, yerli sunucular, güç sistemleri, hassas saat üreteci ve akıllı ulaşım sistemleri yer aldı. Netaş Ar-Ge tarafından geliştirilen ve Orhanlı tesislerinde üretilen bu ürünler, Türkiye'nin kritik teknoloji alanlarında dışa bağımlılığını azaltma hedefini destekliyor. Yerli bulut sunucu, kesintisiz güç sistemleri, akıllı batarya çözümleri ve bulut tabanlı yazılım test platformları, Netaş'ın yerli üretim kapasitesini sadece savunma değil, sivil sektörlerde de genişletti. IDEF 2025'te DT Cloud, ASPİLS AN Enerji ve ULAK Haberleşme ile imzalanan iş birliği protokolleri, bu vizyonun en somut örneklerinden biri oldu. Bu anlaşmalar, Türkiye'nin teknoloji bağımsızlığı yolunda yerli bulut altyapısı, enerji depolama ve haberleşme alanlarında kalıcı değer yaratmayı hedefliyor. Kurumsal pazarlar, kamu ve savunma sektörlerinde yürütülen projelerde yerli sunucu satışları yıl boyunca devam etti. Orhanlı üretim tesislerinde 2025'in ilk dokuz ayında yaklaşık 1.500 Netaş sunucu, 4.000 DC güç sistemi ve 4.000'in üzerinde lityum iyon batarya üretilerek teslim edildi. Netaş, aynı dönemde Teknofest 2025'e de katılarak yerli mühendislik gücünü geniş kitlelerle buluşturdu ve yeni nesil teknoloji çözümlerini sergiledi. Turkish Time Ar-Ge 500 araştırmasında ilk 5'teyiz! Turkish Time Ar-Ge 500 araştırmasında açıklanan 2024 yılı sonuçlarına göre, Netaş Ar-Ge, Yazılım, Bilişim ve Bilişim Teknolojileri sektöründe en fazla Ar-Ge harcaması yapan şirketler arasında 5. sırada yer aldı. Bu başarı, şirketin inovasyon odaklı mühendislik yaklaşımının güçlü bir göstergesi oldu. Netaş, 2025'in ilk dokuz ayında Türkiye'nin yanı sıra Kazakistan pazarında da yeni projeler üstlenerek bölgesel varlığını güçlendirdi. Kazakistan'ın önde gelen bankalarıyla Microsoft iş ortaklığında önemli kurumsal projelere imza atıldı. Telekom operatörleriyle CPE ve GPON satışları sürdü. 2024 yılında satışa sunduğumuz Nubia cep telefonlarımız Vodafone Turkcell ve Turk Telekom'da MediaMarkt'ta, Gençpa ve tüm online pazar yerlerinde satışına devam ediyor. Satışta olan tüm modelleri Türkiye'de üretilen nubia cep telefonları farklı fiyat performans modelleriyle öne çıkıyor. SKD (yarı montajlı) yöntemle telefonlar için yakın zamanda CKD (tam montajlı) üretime geçildi. Tamamı Netaş iştiraki o lan BDH, ZTE'nin bölgesel donanım destek merkezi rolünü başarıyla sürdürdü. 2023'ten bu yana 10 bini aşkın kart onarımı tamamlanırken; 2025 itibarıyla Güney Afrika, Kongo ve Suudi Arabistan destek kapsamına alındı. Bu yılın başından itibaren 192 bini aşkın ürün onarıldı; bunların 112 bini cep telefonu ve giyilebilir ürünler, 80 bini ise PC, tablet ve çevre birimleri oldu. "Yerli mühendislik kabiliyetimiz Türkiye'nin stratejik teknolojilerine yön veriyor" Netaş CEO'su Sinan Dumlu, üçüncü çeyrek performansına ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: "Türkiye'nin yerli teknoloji üreticisi Netaş olarak, yılın ilk dokuz ayında sipariş ve satış gelirlerinde artış elde ettik. Mühendislik birimlerimiz tarafından geliştirilen yerli ürün portföyümüzle ülkemizin dijital dönüşümüne katkı sağlıyor, stratejik alanlarda bağım sızlık hedefini destekliyoruz. Ar-Ge ve üretim yatırımlarımız sayesinde hem savunma hem de kamu sektörlerinde artan yerli tedarik talebini karşılayacak güçlü bir altyapı oluşturduk. Netaş olarak 58 yıllık birikimimizle, önümüzdeki dönemde de inovasyon ve iş birliklerine odaklanarak hem yurt içi hem yurt dışı pazarlardaki etkinliğimizi artırmayı hedefliyoruz." dedi.

Türk Deniz Taşımacılığında Yeni Dönem Haber

Türk Deniz Taşımacılığında Yeni Dönem

Küresel krizlerin deniz taşımacılığını yeniden şekillendirdiği bir dönemde, Türk denizcilik sektörü kendi filolarına ve hatlarına yatırım yaparak “lojistik bağımsızlık” hedefine adım adım yaklaşıyor. 40 yılı aşkın tecrübesiyle yeni hatlar kuran Cenk Shipping Group, ekonomiye doğrudan döviz girdisi sağlıyor. Türkiye, küresel ticarette değişen dengelere paralel olarak deniz taşımacılığında yeni bir büyüme dönemine giriyor. Karadeniz’den Akdeniz’e uzanan stratejik konumu, artan liman kapasitesi ve Ro-Ro hatlarındaki yeni yatırımlarla ülke, lojistikte bölgesel bir güç merkezi haline geliyor. 40 yılı aşkın tecrübesiyle Türk deniz taşımacılığına yön veren Cenk Shipping Group, stratejik yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Şirket, sürdürülebilir büyüme, ulusal filo gücü ve yeşil denizcilik hedefleriyle Türkiye’nin “mavi ekonomi” vizyonuna öncülük ediyor. Cenk Shipping Group Yönetim Kurulu Başkanı Attila Yener, “Deniz taşımacılığı, yalnızca bir taşıma biçimi değil; üretim, ihracat ve ekonomik sürdürülebilirliğin temel halkasıdır. Türkiye’nin geleceği denizdedir.” diyerek denizcilik sektöründeki dönüşümün önemine dikkat çekiyor. Hatlar Kalıcı Hale Gelmeli Türk deniz taşımacılığında son yıllarda artan filo yatırımları, sektörde sürdürülebilir büyümenin önünü açarken, yerli hatların kalıcılığının stratejik önemine dikkat çeken Attila Yener, ‘‘Türk denizcilik sektörünün kendi filosunu güçlendirerek dışa bağımlılığı azaltması gerekiyor. Kriz dönemlerinde yabancı firmalar çekiliyor, normalleştiğinde geri dönüyorlar. Bizim hedefimiz, kalıcı hatlar oluşturmak. Bu sadece ekonomik bir gereklilik değil, stratejik bir zorunluluktur. Türk taşımacısı kendi denizlerinde kalıcı hale gelmelidir.” dedi. Deniz Taşımacılığında Rekabet İçin Reform Şart Türkiye’nin deniz taşımacılığında bölgesel bir merkez haline gelmesi için altyapı ve mevzuat reformları yeniden gündemde. Attila Yener, ülkenin rekabet gücünü artırmak için hem liman altyapısında hem de vergisel düzenlemelerde kapsamlı adımların atılması gerektiğini vurgulayarak, “Ro-Ro hatları için özel teşvik modelleri geliştirilmeli. Yakıt üzerindeki KDV ve ÖTV yükü azaltılırsa kabotaj hattı yeniden cazip hale gelir. Bu düzenlemeler yalnızca taşımacıyı değil, ihracatçıyı da doğrudan destekleyecektir.” dedi. Sektörün sürdürülebilir büyümesi için Türkiye limanlarında Ro-Ro rampaları ve terminal altyapısının standardizasyonunun kritik öneme sahip olduğunu da belirten Yener, bu alanda yapılacak düzenlemelerin Türkiye’yi uluslararası denizcilik liginde daha güçlü bir konuma taşıyacağını ifade etti. Yeşil Dönüşümle Denizlerde Yeni Bir Dönem Başlayacak Dünya denizcilik sektörü hızla “yeşil dönüşüm”e geçerken, Türkiye de bu sürecin aktif bir oyuncusu olma yolunda ilerliyor. Çevreci teknolojilere ve yerli üretim gücüne odaklanan Cenk Shipping Group, Türkiye’nin yeşil denizcilik dönüşümüne öncülük eden şirketlerden biri konumunda. Yeni nesil düşük emisyonlu gemi yatırımlarını planlayan şirket, aynı zamanda yerli Ro-Ro gemileri için Türk tersaneleriyle ortak üretim modelleri üzerinde çalışıyor. Bu dönüşümün hem çevresel hem de ekonomik kazanç sağlayacağını ifade eden Yener, “Türk tersaneleri desteklenirse, kendi Ro-Ro gemilerimizi üretebiliriz. Çin ve Hindistan bunu devlet teşvikleriyle başardı. Biz de karbon salımını azaltacak çevreci gemi teknolojilerine yatırım yapıyoruz. Yeşil dönüşüm artık bir tercih değil, bir zorunluluktur.” dedi. Türkiye, Bölgesel Lojistik Üs Olacak Türkiye, deniz taşımacılığında önümüzdeki beş yıl için sürdürülebilir büyüme, yerli üretim ve entegrasyon temelli bir strateji izliyor. Bu vizyon doğrultusunda Cenk Shipping Group, çevreci gemi yatırımları ve yerli tersanelerle iş birliğiyle Türk filosunun kapasitesini artırmayı, deniz–demiryolu entegrasyonuyla da ülke genelinde lojistik zinciri güçlendirmeyi hedeflediklerini belirten Attila Yener, “Denizcilik sadece gemi işletmek değil; üretimi, ihracatı ve savunmayı aynı zincirde buluşturmaktır. Türkiye bu zinciri tamamladığında, yalnız taşımacılıkta değil, ekonomide de bölgesel lider konumuna gelecektir.” açıklamasını yaptı.

Koçtaş ve Soprano Mutfaktan Mutfak Yenilemede Yenilikçi İş Birliği Haber

Koçtaş ve Soprano Mutfaktan Mutfak Yenilemede Yenilikçi İş Birliği

Ev geliştirme sektörünün lider markası Koçtaş, müşterilerinin yaşam alanlarını yenilerken ihtiyaç duyduğu çözümleri tek çatı altında sunmaya devam ediyor. Evdema’nın mutfak markası Soprano Mutfak ile yapılan iş birliği kapsamında, mutfak yenileme süreci tasarımdan montaja kadar Koçtaş güvencesiyle tek noktadan yönetilebiliyor. İlk olarak Koçtaş Şişli Cevahir AVM mağazasında hayata geçirilen hizmet modelinin diğer mağazalarda da müşterilerle buluşturulması planlanıyor. Cevahir AVM Koçtaş mağazasında yer alan Soprano Mutfak alanında, iç mimarlardan oluşan uzman ekip, mutfağını yenilemek isteyen müşterilere ücretsiz ilk görüşme ve danışmanlık hizmeti sunuyor. Müşteriler, kendi ölçülerini getirebiliyor ya da Soprano Mutfağın uzmanlarının keşif yapmasını talep edebiliyor. Ardından proje tasarımı oluşturuluyor ve müşteri dilerse Soprano Mutfağın hazır mutfak koleksiyonlarından birini seçebiliyor ya da tamamen kişiselleştirilmiş özel bir mutfak tasarımı yaptırabiliyor. Tüm süreç boyunca müşteriler ürünlerin ve hizmetin tamamını Koçtaş’tan alıyor. Böylece proje, Soprano Mutfağın tasarım gücüyle Koçtaş’ın güvenilir hizmet anlayışını bir araya getiriyor. YERLİ ÜRETİM YÜKSEK KALİTE Tamamı yerli üretim olan Soprano Mutfaklar, modern ve klasik tarzda olmak üzere iki ana koleksiyondan ve toplam 15 farklı modelden oluşuyor. Koleksiyonlarda 500’ün üzerinde modül, 15 farklı kapak modeli ve 100’den fazla renk alternatifi bulunuyor. Soprano Mutfağın modül gövdeleri E1 standartlarında yonga levhadan, kapakları ise yine aynı standartlarda melamin, lackpanel, lake ya da doğal ahşap kaplama yüzeyli malzemelerden üretiliyor. FSC sertifikalı üretim belgesine sahip olan marka, çevre dostu üretim anlayışıyla sürdürülebilirliği ön planda tutuyor. Soprano Mutfağın iç mimar, endüstri mühendisi ve ürün tasarımcılarından oluşan ekibi, müşterinin beklentilerine uygun tasarımları ergonomi ve işlevsellik kriterleriyle birleştiriyor. Dolap gövde ve kapak renklerinden kulp seçimlerine kadar tüm detaylar müşterinin talebine göre şekilleniyor. Koçtaş üzerinden yapılan tüm mutfak satışlarında Soprano Mutfağın 2 yıl garanti süresi de geçerli oluyor. Satış sonrası hizmetlerde, müşteriler Soprano Mutfak çağrı merkezine ulaşarak tespit, üretim veya montaj desteği alabiliyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.