Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yeşil Dönüşüm

Kapsül Haber Ajansı - Yeşil Dönüşüm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yeşil Dönüşüm haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

COP31 Ev Sahipliği, Türkiye’nin Enerji Dönüşümünde Stratejik Bir Aşama Haber

COP31 Ev Sahipliği, Türkiye’nin Enerji Dönüşümünde Stratejik Bir Aşama

TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erden “Bu önemli organizasyonun rüzgar enerjisi sektörüne ve Türkiye’nin temiz enerji hedeflerine büyük katkı sağlayacağına inanıyoruz.” dedi. Türkiye’nin COP31’e ev sahipliği yapmasında iklim politikası alanında son dönemde kaydettiği gelişmeler belirleyici oldu. Türkiye’nin yeni Ulusal Katkı Beyanı (NDC) geçtiğimiz günlerde yayımlanarak güncellenmiş; 2030 yılına yönelik karbon emisyon projeksiyonu güçlü şekilde aşağı yönlü revize edilmişti. Buna göre Türkiye, 2030 yılı için öngörülen emisyon artışından %41’e kadar azaltım taahhüt etmiş ve 2030 yılına ilişkin hedef değerini yaklaşık 500 milyon ton CO₂e seviyesine çekmiştir. Bu gelişme, Türkiye’nin iklim değişikliği alanında atmakta olduğu adımların uluslararası arenada karşılık bulduğunu göstermektedir. T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından açıklanan 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi ve 2035 Yenilenebilir Enerji Yol Haritası, COP31 sürecinin temel politika eksenlerini oluşturacaktır. 2022 yılından bu yana yenilenebilir enerji projelerinin lisanssız üretim, YEKA mekanizması ve diğer yatırım modelleri ile desteklenmesi; rüzgar enerjisi sektörünün tedarik zincirinden sanayisine kadar güçlenmesi; ve Türkiye’nin 15 GW’a yaklaşan rüzgar kurulu gücü, Türkiye’yi Avrupa'nın önde gelen üretim merkezlerinden biri haline getirmiştir. COP31, bu birikimin küresel ölçekte tanıtılması ve yatırım fırsatlarının genişlemesi açısından stratejik bir eşiktir. İKLİM POLİTİKASINDA SON GELİŞMELER COP31 SÜRECİNİ GÜÇLENDİRİYOR Türkiye’nin COP31'e ev sahipliği yapmasında iklim değişikliği alanında yürütülen hazırlıkların ve politika dönüşümünün önemli bir etkisi bulunmaktadır. Bu kapsamda, Yeni Ulusal Katkı Beyanı’nın yayımlanması, T.C. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın çalışmalarıyla yürürlüğe giren iklim kanunu ve buna bağlı olarak İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından uygulanacak ulusal ve yerel eylem planları, sera gazı azaltımı ve karbon fiyatlama faaliyetleri, Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) çalışmalarının hızlanması, CBAM uyumu ve yeşil dönüşüm finansman mekanizmalarının çeşitlenmesi Türkiye’nin uluslararası iklim politikalarındaki konumunu güçlendirecektir. RÜZGAR ENERJİSİ DEĞER ZİNCİRİ VE 2035 YOL HARİTASI Türkiye’nin 2035 Yenilenebilir Enerji Planı doğrultusunda geliştirilen çerçeve, rüzgar enerjisinin enerji dönüşümündeki kritik rolünü ortaya koymaktadır. Türkiye’de türbin kuleleri, kanatları, jeneratörleri ve diğer ekipmanların üretildiği güçlü bir sanayi altyapısı bulunmaktadır. COP31, bu değer zincirinin uluslararası yatırımcılar ve karar vericiler tarafından daha yakından tanınmasını sağlayacak benzersiz bir fırsat sunmaktadır. Deniz üstü (offshore) rüzgar enerjisi özelinde ise konferans, daha çok gerekli teknoloji, finansman ve düzenleme modellerinin tartışılacağı stratejik bir vitrin niteliği taşıyacak. Bu alanda Türkiye’nin potansiyelinin uluslararası paydaşlarla değerlendirilmesi bekleniyor. ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNDE POLİTİKA VE PİYASA GELİŞİMİ Tüm dünyada hızlı bir dönüşümden geçen enerji piyasaları açısından yenilenebilir enerji yatırımlarının ölçeklenmesi ve düşük karbonlu sanayi dönüşümünün desteklenmesi kritik önem taşımaktadır. COP31’in Türkiye’de düzenlenecek olması, enerji sektöründe; yeşil dönüşüm politikalarının güçlenmesi, finansman kaynaklarının çeşitlenmesi ve emisyon azaltım hedeflerinin daha somut bir çerçeveye oturması gibi alanlarda önemli etkiler yaratacaktır. Türkiye’de son dönemde gelişen rüzgar enerjisi değer zinciri, yerli üretim kapasitesi ve ihracat potansiyeli ile bu dönüşümün temel yapı taşlarından birini oluşturmaktadır. COP31, TÜRKİYE’NİN ENERJİ DÖNÜŞÜMÜNÜN TEMEL UNSURU COP31’in Türkiye’de düzenlenmesiyle birlikte, yenilenebilir enerji ve rüzgar enerjisi yatırımlarının hızlanması beklenmektedir. TÜREB Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erden, COP31’in önemine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “COP31’in ülkemizde düzenlenecek olması, Türkiye’nin enerji dönüşümündeki kararlılığını uluslararası arenaya güçlü biçimde taşıyan tarihi bir adımdır. 2053 Net Sıfır Emisyon hedefimiz, yeni Ulusal Katkı Beyanı’mız ve 2035 Yenilenebilir Enerji Yol Haritası ile uyumlu şekilde gelişen rüzgar enerjisi sektörümüz COP31 sayesinde uluslararası yatırımcılar tarafından daha görünür hale gelecektir. TÜREB olarak bu sürece katkı sunmaya ve Türkiye’nin enerji dönüşümünü hızlandıracak iş birliklerini desteklemeye hazırız.” TÜRKİYE’NİN TEMİZ ENERJİ GELECEĞİNE YÖN VEREN BİR SÜREÇ COP31’in Türkiye’ye önemli kazanımlar sağlaması beklenmektedir. Konferansın hazırlık süreci, enerji arz güvenliğinden sanayinin karbonsuzlaşmasına; teknoloji transferinden uluslararası iş birliklerine kadar geniş bir yelpazede yeni fırsatlar oluşturacaktır. Türkiye’nin rüzgar enerjisi ekosistemi de bu süreçte güçlü bir şekilde konumlanacaktır.

Denizleasing ve Proparco 50 Milyon Euro Tutarında Yeşil Kredi Anlaşması İmzaladı Haber

Denizleasing ve Proparco 50 Milyon Euro Tutarında Yeşil Kredi Anlaşması İmzaladı

DenizLeasing, temin edilen kaynakla, temiz enerji yatırımlarını destekleyerek karbon salınımını azaltacak, yenilenebilir enerji üretimini genişletecek ve enerji verimliliğinin artırılmasına katkı sunacak yatırımlara uygun koşullarda finansman sağlayacak. DenizLeasing Genel Müdürü Burak Koçak konuyla ilgili değerlendirmesinde: “DenizLeasing olarak enerji verimliliği, karbon azaltımı ve çevresel sürdürülebilirliği merkeze alan yatırımları desteklemek bizim için yalnızca finansal hedef değil, topluma karşı sorumluluğumuz. Paris Anlaşması’nın amaçlarıyla uyumlu şekilde Proparco ile gerçekleştirdiğimiz anlaşma da ülkemizin yeşil, düşük karbonlu ve sürdürülebilir ekonomiye geçiş sürecine, dolayısıyla iklim hedeflerine ulaşmasına katkı sunma vizyonumuzun somut bir göstergesi. Önümüzdeki dönemde de yeşil dönüşüm yolculuğunda işletmelerin yanında yer alarak, çevreyle uyumlu bir ekonomik büyümenin destekçisi olmaya devam edeceğiz” dedi. Proparco CEO Yardımcısı Djalal Khimdjee, konuyla ilgili değerlendirmesinde, “DenizLeasing iş birliğimizle, kapsayıcı ve güvenilir ekonomik büyümenin temel unsurlarından yeşil finansı destekleme konusundaki kararlılığımızı ortaya koyuyoruz. Aynı zamanda, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği yatırımlarına sağladığımız destekle, Türkiye’nin net sıfır emisyon hedeflerine de katkı sunuyoruz. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan ‘İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme’ ile ‘İklim Eylemi’ hedeflerine hizmet edecek 50 Milyon Euro tutarındaki bu proje kapsamında, uzun yıllara dayanan DenizBank ortaklığımızın DenizLeasing ile güçlenerek devam etmesinden ayrıca mutluluk duyuyoruz” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

İnşaat Sektöründe Karbonsuz Dönüşümün Yeni Rotası Haber

İnşaat Sektöründe Karbonsuz Dönüşümün Yeni Rotası

Türkiye ve Avrupa’dan kurumların ortaklığıyla geliştirilen FoCA (Free of Carbon Architecture) Projesi, inşaat sektöründe karbon ayak izini azaltmayı hedefleyen dijital bir platformu hayata geçirdi. Proje, sektörün yeşil dönüşüm sürecinde şeffaf veri paylaşımı, ölçülebilir sürdürülebilirlik ve uluslararası uyum açısından yeni bir dönemin kapılarını aralıyor. Dünyada sera gazı emisyonlarının en büyük kaynaklarından biri olan inşaat sektörü, iklim kriziyle mücadelede kilit bir role sahip. Bu farkındalıkla geliştirilen FoCA Türkiye Projesi, 2023–2025 yılları arasında yürütülen uluslararası iş birliğiyle inşaat sektörünün karbonsuzlaşma hedeflerine katkı sunmak üzere hayata geçirildi. Proje kapsamında geliştirilen dijital platform, yapı malzemelerinin çevresel etkilerini şeffaf, karşılaştırılabilir ve erişilebilir hale getiriyor. Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği (ÇEDBİK) koordinasyonunda yürütülen proje; Polonya Yeşil Bina Konseyi (PLGBC), Yıldız Teknik Üniversitesi (YTU), Wroclaw University of Science and Technology (WUST) ve Polish Building Research Institute (ITB) resmi partnerliğinde, CORNET çağrısı kapsamında gerçekleştirildi. FoCA, Türkiye ve Avrupa Birliği’nin iklim politikalarıyla uyumlu olarak, özellikle KOBİ ölçeğindeki mimarlık ve mühendislik ofislerine bilimsel temelli, kullanıcı dostu bir karar destek aracı sunmayı amaçlıyor. Her adımın etkisi ölçülebilir hale geldi FoCA platformu, inşaat sektörüne yönelik dört ana modül üzerinden hizmet veriyor: Eğitim Modülü, Malzeme Veritabanı, Malzeme Karşılaştırma Modülü ve Bina Analizi Modülü. Bu yapı sayesinde kullanıcılar, malzeme seçimi aşamasından bina ölçeğine kadar her adımda çevresel etkileri ölçebiliyor, daha düşük karbonlu alternatifleri karşılaştırabiliyor ve projelerini sürdürülebilirlik kriterleriyle uyumlu hale getirebiliyor. FoCA Türkiye platformu, mimar ve mühendislerden üreticilere, kamu kurumlarından danışmanlara kadar tüm sektör paydaşlarına açık.

Türk Telekom’dan 1 Ayda 1,8 milyar USD’lik Uluslararası Finansman Haber

Türk Telekom’dan 1 Ayda 1,8 milyar USD’lik Uluslararası Finansman

Türk Telekom, 7 yıl vadeli 600 milyon USD’lik yeşil eurobond ihracı ile yeşil finansman hacmini 1,1 milyar USD’ye çıkardı ve sektördeki en büyük yeşil finansman hacmine ulaştı. Türkiye’de finans dışı sektörün uluslararası sermaye piyasalarında ilk sukuk ihracını gerçekleştiren şirket olarak Türk Telekom, yaptığı uzun vadeli kredi anlaşmaları ile finansman çeşitliliğini de artırdı. 5G dönemine geçiş ve dijital geleceğin inşası yolunda şirketin stratejik yatırımlarını destekleyecek bu işlemler aynı zamanda uluslararası piyasalarda Türk Telekom’a duyulan yüksek güveni ortaya koydu. Dijitalleşme vizyonunu çevresel sorumlulukla birleştiren Türk Telekom, yeşil dönüşüm, 5G teknolojisi ve altyapı yatırımlarını uzun vadeli ve maliyet etkin kaynaklarla destekleyerek yalnızca bugünü değil, gelecek nesilleri de gözeten finansal stratejilerini sürdürüyor. Türk Telekom, bir aylık kısa bir süre içinde toplam 1,8 milyar USD tutarında uzun vadeli finansman programını başarıyla tamamladı. Bu kapsamda 600 milyon USD’lik yeşil eurobond ihracı, 612 milyon USD eşdeğerinde uzun vadeli kredi anlaşmaları ve 600 milyon USD’lik sukuk ihracı gerçekleştiren şirket, küresel yatırımcıların Türk Telekom’a duyduğu güveni bir kez daha ortaya koydu. Türk Telekom Finans Genel Müdür Yardımcısı Ömer Karademir, yapılan finansman adımlarına ilişkin şunları söyledi: “Türk Telekom olarak dijitalleşme vizyonumuz doğrultusunda; yeşil dönüşümü, sabit hat imtiyaz sözleşmesinin yenilenmesi ve 5G frekans alımları gibi stratejik yatırımları destekleyecek bir finansman dönemini başarılı bir şekilde sonuçlandırdık. Eylül–Ekim 2025 döneminde, bir aylık bir sürede toplam 1,8 milyar USD büyüklüğünde bir finansmanı temin ettik. Küresel ölçekte farklı piyasalardan uzun vadeli ve maliyet etkin kaynaklar yaratarak hem yatırımlarımızı hızlandırıyor hem de sürdürülebilir büyüme vizyonumuzu güçlendiriyoruz. Bu süreçte gerçekleştirdiğimiz 600 milyon USD’lik 7 yıl vadeli yeşil eurobond ihracı, yalnızca finansal değil, çevresel sürdürülebilirlik açısından da önemli bir eşik oldu. 3 kattan fazla talep gören bu ihraçla birlikte yeşil finansman portföyümüz 1,1 milyar USD’ye çıkardık ve telekom sektöründeki en büyük yeşil finansman hacmine ulaştık. Finansman kaynağı çeşitliliğimizi artırmak için, finans dışı sektörde uluslararası sermaye piyasalarında yapılan ilk sukuk (kira sertifikası) ihracını 5 yıl vadeli, 600 milyon USD tutarındaki işlem ile gerçekleştirdik. Bunun yanı sıra toplamda 612 milyon USD tutarındaki uzun vadeli kredi anlaşmalarımızla finansman paketimizi tamamlayarak dijitalleşme ve altyapı odaklı yatırımlarımızın sürdürülebilir şekilde finanse edilmesini güvence altına aldık. 1 ay gibi kısa bir zaman diliminde gerçekleştirdiğimiz bu işlemler, uluslararası finans kuruluşlarının Türk Telekom’un sağlam bilançosuna, disiplinli mali yönetimine ve uzun vadeli stratejisine duyduğu yüksek güvenin somut bir göstergesi niteliğinde. Dijital geleceğin inşasına yönelik yatırımlarımıza ara vermeden devam ederken, çevresel ve finansal sürdürülebilirliği bir arada yürütmeye kararlıyız.” Yeşil tahvil ve sukuk ihracına 3 kattan fazla talep Türk Telekom’un 600’er milyon USD’lik yeşil eurobond ve sukuk ihracı, 3 katın üzerinde talep alarak büyük ilgi gördü. 109 yatırımcıya tahsis edilen yeşil eurobond ihracının, yüzde 75’ini sürdürülebilir odaklı yatırımcılar karşıladı. Bu işlemle birlikte yeşil finansman portföyü 1,1 milyar USD’yi bulan Türk Telekom, sektöründeki en büyük yeşil finansman hacmine ulaştı. Finansman çeşitliliğini artırmak amacıyla, finans dışı sektörün uluslararası sermaye piyasalarında yapılan ilk sukuk ihracını gerçekleştiren Türk Telekom, 5 yıl vade ile 600 milyon USD’lik ilave bir kaynak oluşturdu. Ayrıca, biri Finlandiya ECA (Export Credit Agency - İhracat Kredi Ajansı) kuruluşu Finnvera destekli, biri Çin ECA kuruluşu Sinosure destekli, diğeri ise Industrial and Commercial Bank of China’dan temin edilen krediler olmak üzere toplam 612 milyon USD eşdeğerinde üç uzun vadeli kredi anlaşması imzalandı. Dijital geleceğin inşasına öncülük eden Türk Telekom, bu kaynaklarla 5G altyapısının geliştirilmesi, sabit şebeke imtiyazının uzatılmasına yönelik finansal planlamalar ve sürdürülebilirlik odaklı projelerin finansmanını hedefliyor.

Entertech İstanbul Teknokent ve İnci Holding’ten Türk Girişimlerinin Globalleşmesi için İş Birliği Haber

Entertech İstanbul Teknokent ve İnci Holding’ten Türk Girişimlerinin Globalleşmesi için İş Birliği

Bu iş birliği, Entertech’in 2025–2030 stratejik hedefleri arasında yer alan uluslararasılaşma vizyonu doğrultusunda, Türkiye’nin yenilikçi üretim gücünü küresel ölçekte görünür kılmayı amaçlıyor. İki kurum, üniversite temelli bilgi üretimi ile sanayi tecrübesini bir araya getirerek, Türk teknoloji girişimlerinin Avrupa ve ötesinde konumlanmasını sağlayacak ortak programlar yürütecek. İnci Holding’in açık inovasyon kanalı İnci Radar ile, Entertech bünyesinde İnci Grubu’nun ihtiyaçlarına yönelik çözüm oluşturan startupların karşılıklı sinerji oluşturulabilmesi için startupların sanayi ortamında yapacağı pilot projeler desteklenecek. Bu projeler sonrasında çözüm üreten startupların şirketlerde tedarikçi olarak konumlanması konusunda çalışmalar yürütülecek. Ayrıca, Entertech GSYF ile İnci Holding’in stratejik yatırımcısı olduğu Vinci Girişim Sermayesi Fonu arasında yatırım fırsatlarının paylaşılması ve birlikte yatırım yapılmasına yönelik iş birliklerinin geliştirilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda, Vinci portföyünde yer alan girişimlerin Entertech bünyesinde Ar-Ge ofisi kurarak Türkiye’deki inovasyon ekosistemine entegre olmalarının da önü açılacak. “Türk girişimlerini Avrupa’nın merkezine taşıyoruz” Entertech İstanbul Teknokent Genel Müdürü Dr. Muhammed Kasapoğlu, iş birliğinin Türk girişimlerinin uluslararası pazarlara açılımını hızlandıracağını vurguladı: “Bu protokol, girişimciliği yalnızca yerel bir başarı hikâyesi olarak değil, küresel bir etki alanı olarak konumlandırma vizyonumuzun parçası. İnci Holding ile birlikte, Türkiye’nin bilgi üretim gücünü uluslararası yatırım ağlarıyla buluşturuyoruz. Amacımız, Türk girişimlerini Avrupa’nın merkezine taşıyarak sürdürülebilir etki yaratmak.” Mehmet Tunçkanat “Teknolojinin sınır tanımadığı bir dönemde, girişimlerin küresel sahnede yer alabilmesi için sanayiyle güçlü bağlar kurması kritik. Entertech ile kurduğumuz bu iş birliği sayesinde, İnci Holding’in inovasyon ekosistemiyle Entertech ekosisteminde yer alan startupları aynı platformda buluşturuyoruz. Böylece hem Türk girişimlerinin Avrupa pazarına erişimini güçlendirecek, hem de ülkemizde ve Avrupa’da yer alan sürdürülebilir teknolojilerin gelişimini hızlandırmaya katkı sağlayacağız.” şeklinde konuştu. Amsterdam merkezli uluslararası program geliyor Protokol kapsamında ilk ortak adım, Entertech İstanbul Teknokent’in Amsterdam Ofisi olan Entertech Europe B.V. koordinasyonunda yürütülecek ‘Temiz ve Sürdürülebilir Enerji’ temalı Uluslararası Pazar Genişleme Programı olacak. Program, Türk teknoloji girişimlerinin Avrupa pazarına erişimini kolaylaştırarak, sürdürülebilir inovasyon ve yeşil dönüşüm odaklı yeni iş birliklerinin önünü açacak. Bilgiden ve Deneyimden Küresel Değere uzanan yol Entertech İstanbul Teknokent, bu iş birliğiyle Türkiye’nin teknoloji üretim kapasitesini uluslararası ölçekte görünür kılmayı, girişimcileri küresel ağlara taşımayı ve ülkenin yenilikçi markalar üretme gücünü artırmayı hedefliyor. Akademik bilgi birikimini, sanayinin üretim kabiliyetini, girişimcilik ekosistemi deneyimini harmanlayarak bilgiden küresel değere uzanan bir etki zinciri oluşturmayı amaçlıyor.

TÜRKÇİMENTO, Antalya’da Çimento Sektörünü Buluşturuyor Haber

TÜRKÇİMENTO, Antalya’da Çimento Sektörünü Buluşturuyor

TÜRKÇİMENTO’nun geleneksel hale gelen Uluslararası Teknik Seminer ve Sergisi bu yıl 18’inci kez 600’ü aşkın sektör profesyonelini ve 150’yi aşkın firmayı bir araya getirecek. Beş gün sürecek organizasyonda çimento sektörünün geleceğini şekillendiren başlıklar; yeşil dönüşüm, dijitalleşme, inovasyon ve sürdürülebilir üretim ekseninde ele alınacak. TÜRKÇİMENTO CEO’su Volkan Bozay, etkinlik öncesinde yaptığı değerlendirmede, teknik seminerin sektörel bilgi paylaşımı açısından büyük önem taşıdığını belirterek, etkinliğe ilişkin yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: “Her yıl dünyanın farklı noktalarından gelen uzmanları ve paydaşlarımızı buluşturduğumuz bu etkinlik, sektörümüzün geleceğini birlikte şekillendirdiğimiz güçlü bir platform niteliğinde. Türk çimento sektörü olarak, sürdürülebilir üretim anlayışını dijitalleşme ve inovasyonla güçlendiriyoruz. Antalya’da düzenlenecek 18. Uluslararası Teknik Seminer ve Sergimizde, yeşil dönüşümden alternatif yakıt kullanımına, dijital çözümlerden yeni nesil çimentolara kadar pek çok önemli başlık ele alınacak. Bu seminer, yalnızca bilgi paylaşımını değil, sektörün geleceğini birlikte inşa etme iradesini de yansıtıyor. Çimento sektörü, Türkiye’nin düşük karbonlu ekonomiye geçişinde stratejik bir rol üstleniyor. Bu tür uluslararası platformlar, bilgi paylaşımını güçlendirirken aynı zamanda sektörümüzün küresel hedeflerle uyumlu adımlar atmasını da destekliyor.” dedi. Sektörün Uluslararası Buluşma Noktası Bu yıl da hem yerli hem de yabancı sektör temsilcilerini ağırlayacak etkinlikte Çin, Azerbaycan ve Avrupa Çimento Birliğinden (Cement Europe) üst düzey yöneticiler ile çok sayıda uluslararası konuşmacı yer alacak. Açılış töreninde TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, Çin Çimento Birliği Başkan Yardımcısı ve Genel Sekreteri Wang Yutao, Azerbaycan Çimento Üreticileri Birliği Başkanı Henning Sasse ve Cement Europe Ceo’su Koen Coppenholle konuşma yapacak. Katılımcılar; enerji verimliliği, karbon azaltımı, alternatif hammadde kullanımı, dijitalleşme ve yeşil finansman gibi alanlarda en güncel gelişmeleri yakından takip etme fırsatı bulacak. TÜRKÇİMENTO’nun ev sahipliğinde düzenlenecek seminer, çimento sektörünün bilgi, teknoloji ve iş birliği ekseninde bir araya geldiği en önemli uluslararası organizasyonlardan biri olma özelliğini bu yıl da sürdürecek. Etkinlik, TÜRKÇİMENTO’nun sürdürülebilir büyüme, bilgi paylaşımı ve sektörler arası iş birliği vizyonunu bir kez daha ortaya koyacak.

Şişecam’ın Net Satışları Yılın İlk 9 Ayında 162 Milyar TL Seviyesinde Gerçekleşti  Haber

Şişecam’ın Net Satışları Yılın İlk 9 Ayında 162 Milyar TL Seviyesinde Gerçekleşti 

Şişecam’ın bu dönemde toplam satışları içerisindeki uluslararası satışlarının payı yüzde 60 seviyesinde gerçekleşirken; toplam yatırımları 22,9 milyar TL, ihracatı ise 706 milyon dolar oldu. Şişecam 2025 yılının ilk dokuz aylık dönemine ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı. Şişecam’ın bu dönemdeki konsolide net satışları 162 milyar TL seviyesinde gerçekleşirken, Türkiye’den yapılan ihracatla Türkiye dışı üretimlerden yapılan satışların toplamını ifade eden uluslararası satışların konsolide satışlar içindeki payı ise yüzde 60 seviyesinde oldu. İlk dokuz ayda Şişecam'ın toplam yatırımları 22,9 milyar TL, ihracatı ise 706 milyon dolar olarak açıklandı. Bu dönemde 4,2 milyon ton cam üreten şirket, 3,2 milyon ton soda külü ve 2,9 milyon ton endüstriyel hammadde üretimi gerçekleştirdi. 2025 yılının üçüncü çeyreğinin küresel makroekonomik ve jeopolitik gelişmelerin iş dünyası üzerindeki etkilerini sürdürdüğü bir dönem olduğunu ifade eden Şişecam Genel Müdürü Can Yücel, şirketin ilk 9 aylık performansını şöyle değerlendirdi: “Şişecam, süregelen bu zorlu ve değişken ekonomik ortama rağmen; faaliyet kârlılığının artırılarak sürdürülmesi, pazarlardaki konumun muhafaza edilmesi ve sürdürülebilir, katma değerli üretim ile tüm paydaşları için değer yaratma odağında çalışmalarına devam ediyor. Yılın başında daha verimli çalışma anlayışı ile başlattığımız ve başarı ile sürdürdüğümüz “Verimlilik Yönetimi Programı” bu çeyrekte de sonuçlarımıza katkı sunmaya devam etti. 2025 yılının kalanında da aynı hassasiyeti koruyarak faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Nakit akış kapasitemizi koruma ve mali bünyemizi güçlendirme hedefi doğrultusunda; tasarruf ve sadeleşme adımlarını atarken, gelir yaratan yüksek katma değerli alanlara ve bu kapsamdaki varlıklarımıza odaklanmayı sürdürüyoruz. Olumlu neticelerini öngördüğümüz şekilde almaya devam ettiğimiz bu yaklaşımı izleyen dönemlerde de titizlikle uygulayacağız.” Tarsus yatırımı devreye alındı Yücel, 2025 yılının Şişecam’ın büyük yatırımlarının tamamlanması ve gelir yaratır hale gelmesi açısından önemli bir dönemeci ifade ettiğini belirterek şu bilgileri paylaştı: “Yeni yatırımlarımızın çok büyük ölçüde tamamlanacağı bu yıl içerisinde, önceliklendirdiğimiz katma değerli projelerimizden Tarsus’taki enerji camları fırını ve işleme hatlarımızı 19 Eylül 2025 tarihinde devreye aldık. Toplam 200 milyon Euro yatırım bedeliyle hayata geçirdiğimiz bu projeyle birlikte Şişecam’ın Türkiye’de kurulu buzlu cam üretim kapasitesi yıllık brüt 396 bin tona; enerji camı işleme kapasitesi ise yıllık 47 milyon m²’ye ulaştı. Faaliyete geçtiği günden bu yana iç piyasadan yoğun talep gören bu yatırımımız ile Türkiye’nin enerji alanında kendi kaynaklarını en verimli şekilde kullanabilmesini ve yeşil dönüşüm sürecine katkı sağlamayı hedeflerken, enerji camı ithalatını da önemli ölçüde azaltacağımızı öngörüyoruz. Tarsus üretim kompleksimizin bir parçası olan, günlük 1.200 ton kapasiteli Tarsus düz cam fırını yatırımımızı da öngörülen takvim çerçevesinde tamamlayarak, bölgedeki diğer tesislerimizle birlikte lojistik hatlara yakınlığı ve stratejik konumu ile önemli ihracat potansiyeli barındıran bir kapasiteyi ülkemize kazandıracağız." Can Yücel, yatırım projelerinin meyvelerini vermeye başladığı bu dönemin, Şişecam için yatırımları paralelinde oluşan finansal borçluluğunu gelişen piyasa koşulları dahilinde gözden geçirme imkânı sağladığını belirterek şöyle devam etti: “Yatırımlarımızın geri dönüşleri ile uyumlu ve daha uygun koşulları hedefleyerek finansman yükümüzün yönetimine hız kazandırdık. Bu dönüşümün önemli adımlarından biri olarak, Türkiye’deki yatırımlarımızın ve işletme sermayesi ihtiyacımızın finansmanı amacıyla, Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ile toplam azami 550 milyon Euro tutarında bir kredi anlaşması imzaladığımızı paylaşmak isteriz. Ülkemizin dünya çapındaki markası Şişecam; inovasyonla desteklenen, her zaman kaliteyi ve müşteri güvenini önceliklendiren çalışma anlayışı ile faaliyetlerini yılın kalanında da titizlikle sürdürecek. Camın tüm alanlarında faal küresel bir oyuncu olarak, 2026 yılında devam etmesi muhtemel jeopolitik riskleri en iyi şekilde yöneterek tüm paydaşlarımız için azami değer yaratmayı önceliklendireceğiz." Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Kastamonu Entegre, Sürdürülebilirlik Vizyonuna Katkı Sağlıyor Haber

Kastamonu Entegre, Sürdürülebilirlik Vizyonuna Katkı Sağlıyor

Mobilya sektöründe sürdürülebilirlik vizyonu, yenilikçi uygulamalar ve dönüşüm stratejilerinin ele alındığı etkinlikte, Kastamonu Entegre Global Ar-Ge ve İnovasyon Direktörü Dr. Hüseyin Güler de katılımcı olarak yer aldı. Ahşap bazlı panel sektörünün öncü markası Kastamonu Entegre, Doğanlar Mobilya Grubu tarafından 23 Ekim’de Hilton Bomonti Otel’de düzenlenen Sürdürülebilirlik Konferansı’na sponsor olarak katkı sağladı. Mobilya sektöründe yeni ufuklar açan sürdürülebilirlik vizyonu, yenilikçi uygulamalar ve dönüşüm stratejilerinin ele alındığı konferansta, “geleceğin mobilyası” kavramı geniş bir perspektifle ele alındı. Sürdürülebilirlikte somut adımlar Konferans kapsamında düzenlenen “Dönüşümün Anahtarı; Fonlar, Ar-Ge ve Paydaşlarla Bütünleşik Stratejiler” başlıklı panelde, Kastamonu Entegre Global Ar-Ge ve İnovasyon Direktörü Dr. Hüseyin Güler katılımcı olarak yer aldı. Yeşil dönüşümün başarıya ulaşmasında güçlü Ar-Ge yatırımları, doğru finansal kaynaklara erişim ve paydaşlarla bütünleşik stratejiler geliştirilmesi gibi başlıkların konuşulduğu panel iki bölümden oluştu. Panelin ilk bölümünde Hüseyin Güler, Kastamonu Entegre’nin odun bazlı hammadde tedariğinde sürdürülebilir ormancılık kriterlerini nasıl uyguladığına değindi. Güler, şirketin FSC ve PEFC gibi uluslararası sertifikasyon sistemlerindeki kapsayıcılık oranlarına vurgu yaparak bu yaklaşımın döngüsel üretim stratejilerine nasıl yansıdığını paylaştı. Panelin ikinci turunda ise yeşil finansman, Ar-Ge ve döngüsel dönüşüm başlıkları öne çıktı. Güler, üretim atıkları dışında mobilya sektöründen gelen kullanılmış ahşap panellerin geri kazanımı ve ileri dönüşümü konusundaki projeleri aktardı. Ayrıca Kastamonu Entegre’nin 2030 yılına kadar karbon ayak izini azaltma ve yenilenebilir enerjiye geçiş hedefleri doğrultusunda attığı somut adımları anlattı. Yeşil dönüşüm için bütüncül yaklaşımlar Mobilya sektörünün önde gelen üreticileri ile akademi temsilcilerini buluşturan panelde; sürdürülebilir üretim modellerinden yeşil fonlara, döngüsel ekonomi uygulamalarından uzun vadeli enerji politikalarına kadar birçok başlık masaya yatırıldı. Katılımcılar, çevresel, ekonomik ve sosyal faydayı bir arada gözeten bütüncül bir dönüşüm modeline ilişkin görüşlerini paylaştı.

TKYB “Asya’nın En İyi Entegre Raporu” Ödülüne Layık Görüldü Haber

TKYB “Asya’nın En İyi Entegre Raporu” Ödülüne Layık Görüldü

2015 yılından bu yana düzenlenen Asia Integrated Reporting Awards (AIRA), Asya kıtasında entegre raporlama alanında en yüksek itibara sahip organizasyonlardan biri olarak kabul ediliyor. Uluslararası jüri, finansal kurumların şeffaflık, sürdürülebilirlik yönetimi, paydaş katılımı ve uzun vadeli değer yaratma kapasitesini kapsamlı biçimde değerlendiriyor. TKYB, bu yılki ödül sürecinde 15 ülkeden 200’ü aşkın kurumun raporları arasından seçilerek, “Best Integrated Report in Asia” kategorisinde birinciliğe layık görüldü. Bu ödül, Bankanın entegre düşünce sistematiğini kurumsal yönetim ve stratejik planlama süreçlerine başarıyla entegre ettiğinin somut bir göstergesi oldu. Beşincisi yayımlanan 2024 Entegre Raporu, TKYB’nin ekonomik performansının yanı sıra sürdürülebilirlik stratejilerini, iklim risk ve fırsat yönetimini, sosyal etki programlarını ve yönetişim yapısını tek çatı altında birleştiriyor. Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) ile tam uyumlu biçimde hazırlanmış ve Global Reporting Initiative (GRI) ilkelerini bütünleştiren hibrit bir raporlama modeli olarak öne çıkan bu çalışma, finansal verilerin ötesine geçerek etki odaklı bir anlatım sunuyor. 1 Ocak–31 Aralık 2024 dönemini kapsayan rapor, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda TKYB’nin performansını bütünsel bir bakış açısıyla ortaya koyuyor. Çevresel ve sosyal göstergelerin önemli bir bölümünü bağımsız denetim kurumu tarafından onaylattıran ve uluslararası standartlara göre raporu hazırlayan banka bu yönüyle, sürdürülebilirlik verilerini bağımsız doğrulamadan geçiren ilk kamu bankası olma niteliğini taşıyor. TKYB’nin 2024 Entegre Raporu, sürdürülebilirlikte uluslararası standartlara tam uyum sağlayarak dikkat çekti. Banka, Sustainalytics tarafından yapılan değerlendirmede 12,4 düşük ÇSY risk puanı ile “ÇSY Industry Top Rated” unvanını alırken, CDP (Carbon Disclosure Project) kapsamında ise B (Yönetim Düzeyi) skorunu elde etti. Bu göstergeler, Bankanın çevresel yönetim, paydaş etkileşimi ve yönetişim süreçlerinde dünya çapında kabul gören standartları başarıyla uyguladığını ortaya koyuyor. Ayrıca, TKYB’nin TSE tarafından “İklim Dostu Kuruluş” belgesiyle tescillenmiş olması, yeşil dönüşüm finansmanındaki liderliğini pekiştiriyor. Toplam kredi portföyünün %96’sının sürdürülebilirlik temalı kredilerden oluşması ve 3.691 MW yenilenebilir enerji kurulu gücüne ulaşması, Bankanın Türkiye’nin enerji dönüşümüne doğrudan katkısını gözler önüne seriyor. Bankanın Sürdürülebilirlik ve Etki Yönetimi’nden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Seçil Yıldız, alınan uluslararası ödülle ilgili, “Entegre rapor sadece finansal performansı değil, sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda ürettiğimiz çevresel ve sosyal değeri de yansıtıyor. PCAF metodolojisini uygulayan ilk kamu bankası olarak, portföy kaynaklı emisyonlarımızı şeffaf biçimde raporluyor ve iklim risklerini senaryo temelli olarak yönetiyoruz. Bu ödül ayrıca, sürdürülebilir finans alanında ulaştığımız liderliğin ve paydaşlara karşı hesap verebilirliğimizin uluslararası düzeyde tescili anlamına geliyor. Entegre raporlama yaklaşımını yalnızca bir iletişim aracı değil, karar alma süreçlerini yönlendiren bir yönetim sistemi olarak konumlandırıyoruz” dedi. 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda sorumluluklarının farkında olduklarını söyleyen Yıldız, “Elde ettiğimiz bu başarı, Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon hedefi doğrultusunda yürüttüğü faaliyetlerle ulusal yeşil dönüşüm sürecindeki öncü rolünü de güçlendiriyor. Banka; enerji verimliliği, yenilenebilir enerji, kaynak döngüselliği, gıda güvenliği, bölgesel kalkınma ve afet dirençliliği alanlarında sağladığı finansman ve teknik destekle sürdürülebilir kalkınmanın tüm boyutlarında etkinliğini artırıyor. 2024 yılı itibarıyla 4,2 milyon ton CO₂ emisyonunun azaltılması, Türkiye’nin toplam yenilenebilir enerji kapasitesinin %7’sinin finanse edilmesi ve 15 Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’na (SKA) doğrudan veya dolaylı katkı sağlanması, Banka’nın bu alandaki kararlılığının en somut göstergeleri arasında yer alıyor” ifadelerini kullandı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.