Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yüksek Ateş

Kapsül Haber Ajansı - Yüksek Ateş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yüksek Ateş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Gıda Zehirlenmesini Önlemek İçin 7 Etkili Önlem Haber

Gıda Zehirlenmesini Önlemek İçin 7 Etkili Önlem

Özellikle toplu yemek tüketiminin arttığı kış aylarında, gıdaların saklanma koşullarında yapılan hatalar ve yanlış hazırlama davranışlarının riskleri büyüttüğüne dikkat çekiliyor. Çakmak Erdem Hastanesi’nde görev yapan Uzm. Dyt. Ceren Turan, gıda güvenliğinin mevsim fark etmeksizin günlük yaşamda kritik bir öneme sahip olduğunu belirtiyor. Birçok kişi gıda zehirlenmesini yalnızca sıcak yaz aylarıyla ilişkilendirse de uzmanlara göre kışın risk tamamen ortadan kalkmıyor. Soğuk hava “yiyecek daha geç bozulur” algısı yaratsa da gerçek tablo çok daha farklı. “Kışın risk sıfırlanmıyor; sadece kaynağı değişiyor” Uzm. Dyt. Ceren Turan, en büyük hatanın mevsime güvenmek olduğunu belirterek şunları söylüyor, “Evet, yazın sıcaklık bakterilerin çoğalmasını hızlandırıyor. Ancak kışın risk tamamen bitmiyor, yalnızca şekil değiştiriyor. Kapalı alanlarda toplu yemek tüketimi artıyor, büyük tencerelerde pişen yemekler yavaş soğuyor ve yanlış saklama davranışları zehirlenme vakalarını tetikleyebiliyor. Ayrıca norovirüs gibi viral enfeksiyonlar kış aylarında daha yaygın.” Turan’a göre özellikle evlerde ve restoranlarda pişirilen yemeklerin saatlerce tezgâhta bekletilmesi görünmez bir tehlikenin en büyük sebebi. Kışın gizli riskini artıran faktörler Kış aylarında gıda zehirlenmelerini artıran unsurların temelinde insan davranışları bulunuyor: Kapalı alanlarda toplu yemeklerin artmasıBüyük miktarda pişirilen yiyeceklerin yavaş soğumasıOda sıcaklığında bekleyen yemeklerde bakterilerin hızla çoğalmasıHasta kişilerin yiyeceklere temas etme ihtimalinin yükselmesiKışın daha sık görülen norovirüs gibi viral etkenlerElektrik kesintileri veya ulaşımdaki aksaklıklarla soğuk zincirin bozulması Turan, “Bakterilerin en hızlı çoğaldığı tehlikeli sıcaklık aralığı 5–60 °C’dir. Bu aralıkta kalan her yiyecek kısa sürede risk oluşturabilir” diyerek doğru saklama tekniklerinin önemini vurguluyor. Hangi yiyecekler daha riskli? Kışın tüketilen bazı yiyecekler özellikle dikkat gerektiriyor. Uzmanlara göre sütlü tatlılar, krema içeren ürünler, pilav, makarna gibi nişastalı yiyecekler, et ve tavuk yemekleri, mayonezli yiyecekler ve uzun süre açıkta kalan hazır ürünler bu dönemde daha yüksek risk taşıyor. Turan bu konuda şu uyarıyı yapıyor, “Özellikle pirinç ve makarna gibi nişastalı yiyecekler yanlış soğutulduğunda Bacillus Cereus bakterisi hızla çoğalabilir. Bu bakterinin oluşturduğu toksin pişirmeyle yok olmaz.” Restoranda ilk bakışta kontrol edilebilecek kritik noktalar Dışarıda yemek yiyenlerin güvenliği için ilk izlenimler oldukça önemli. Restoranın genel temizliği, personelin hijyen kuralları, sıcak-soğuk ürünlerin doğru koşullarda tutulması gibi unsurlar tüketici açısından karar verici ipuçları sunuyor. Uzm. Dyt. Ceren Turan bu konuda şunları belirtiyor, “Soğuk ürünlerin 5 °C’nin altında, sıcak yemeklerin ise 60 °C’nin üzerinde tutulması gerekir. Uzun süre açıkta bekleyen, ılık hâle gelen her sıcak yemek risklidir. Müşteri yoğunluğu olan yerlerde hızlı tüketim ve taze pişirme olumlu işarettir.” Belirtiler neler ve hangi durumda hastaneye gidilmeli? Gıda zehirlenmeleri çoğunlukla bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı ve ateş ile kendini gösteriyor. Ancak bazı durumlarda gecikmeden tıbbi müdahale gerekiyor. Turan, “Yüksek ateş, kanlı ishal, şiddetli kusma nedeniyle sıvı alamama, baş dönmesi, idrar miktarında azalma gibi belirtiler acil değerlendirme gerektirir” diyor. “Nörolojik belirtiler varsa dakikalar bile önemli olabilir” Uzm. Dyt. Ceren Turan, özellikle toksin kaynaklı bazı zehirlenmelerin ciddi nörolojik bulgular verebildiğini hatırlatarak, “Bulanık görme, çift görme, kas güçsüzlüğü veya nefes darlığı gibi belirtilerde hiç beklemeden acile başvurulmalı” ifadelerini kullanıyor. Kış aylarında güvenli beslenmek için 7 temel kural Turan’a göre birkaç basit önlem, kışın artan riskleri büyük ölçüde azaltıyor: Sıcak yiyecekleri sıcak, soğuk yiyecekleri soğuk tutun.Pilav ve nişastalı yiyecekleri hızla soğutun, 24–48 saat içinde tüketin.Artıkları en az 75 °C’ye ısıtarak tüketin, defalarca ısıtıp soğutmayın.Çiğ ve pişmiş gıdaları ayırın, kesme tahtalarını karıştırmayın.Hazırlık öncesi ve sonrası mutlaka elleri yıkayın.Pastörize olmayan süt ve süt ürünlerinden kaçının.Şüpheli görünen hiçbir yiyeceği tadına bakarak test etmeyin, doğrudan atın. Zehirlenmelerin büyük kısmı doğru adımlarla önlenebilir İçinde bulunduğumuz dönemde artan zehirlenme haberleri kaygı yaratmış olsa da uzmanlara göre doğru saklama, hızlı soğutma ve hijyen kurallarına dikkat edildiğinde riskin büyük bölümü kontrol altına alınabiliyor. Çakmak Erdem Hastanesi’nde görev yapan Uzm. Dyt. Ceren Turan, paylaştığı bilgilerle kış aylarında artan toplu tüketim alışkanlıkları ve saklama hatalarına dikkat çekerek, doğru gıda güvenliği adımlarının zehirlenme vakalarının büyük kısmını önleyebileceğini hatırlatıyor. Turan, basit ama kritik önlemlerin hem evlerde hem de dışarıda güvenli beslenme için temel oluşturduğunu vurguluyor.

Sonbahar Hamilelerine Özel 8 Öneri Haber

Sonbahar Hamilelerine Özel 8 Öneri

Acıbadem Kadıköy (Dr. Şinasi Can) Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Gebelikte bağışıklık sistemi anne adaylarını virüslere karşı daha savunmasız hale getirir. Influenza (grip) gebelerde bazen beklenenden daha ağır seyredebilir, solunum güçlüğü ve yüksek ateş gibi belirtilerle anne sağlığını tehdit edebilir. Düşük, erken doğum, su kesesinin erken açılması ve yenidoğanın enfeksiyonu gibi durumların riskini artırabilir” diyor. Bu nedenle sonbahar döneminde anne adaylarının alacakları bazı önlemlerle, hem kendilerinin hem de bebeklerinin sağlığını korumalarının mümkün olabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran, sonbahar hamilelerine özel 8 önerisini sıraladı, önemli açıklamalar yaptı. Grip aşınızı ihmal etmeyin Hamilelikte ve emzirme döneminde en etkili korunma yöntemlerinden biri olan grip aşısı, canlı virüs içermediğinden gebelikte güvenle uygulanabilir ve hem anne adayını hem de doğumdan sonraki ilk aylarda bebeği korur. Ancak hamileliğin ilk 3 ayı bebeğin organ gelişim dönemi olduğu için gerekmedikçe beklenmelidir. İkinci veya üçüncü trimesterde olan ve sonbahar-kış dönemine giren anne adaylarının aşılarını doktor önerisiyle yaptırmaları önemlidir. Ellerinizi sık yıkayın Ellerin sık sık sabunla yıkanması enfeksiyona karşı korur. Su ve sabun olmadığında alkol içeren el antiseptikleri tercih edilebilir. El yıkamak, influenza dahil pek çok virüsten korunmanın en etkili yollarından biridir. Gripli bir hastayla veya salgılarıyla temas edilmesi halinde de ellerin yüze, göze veya buruna temasından kaçınılmalı ve eller mutlaka sabunla yıkanmalı veya alkol içeren bir mendille silinmelidir. Kalabalık ortamlardan uzak durun Sonbaharda kapalı alanlarda geçirilen sürenin artması virüslerin yayılmasını kolaylaştırır. Hamilelerin alışveriş merkezleri, toplu taşıma araçları veya kalabalık toplantılarda mümkünse kısa süre bulunması, bulaş riskini azaltır. Hasta kişilerden mümkünse uzak durulması, gereken durumlarda maske kullanılması, kapalı ortamlarda en azından 1 metre mesafe uzaklıkta bulunulması önemlidir. Dinlenmeye zaman ayırın ve stresi azaltın Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Stres, bağışıklık sistemini baskılayan önemli bir faktördür. Gebelikte stres düzeyini azaltmak, hem annenin hem bebeğin sağlığı üzerinde doğrudan olumlu etki yaratır. Güne hafif yürüyüşlerle başlamak, nefes egzersizleri yapmak ya da sevdiğiniz aktivitelerle zaman geçirmek bedeni ve zihni rahatlatır” diyor. Ev ve iş ortamınızı temiz tutun ve havalandırın Soğuk günlerde evde daha çok vakit geçirilir, fakat kapalı ortamlar mikroorganizmalar için ideal üreme alanıdır. Günde birkaç kez kısa süreli pencere açarak ortamı havalandırın. Düzenli olarak evde ve/veya işte yüzeyleri dezenfektan ile temizleyin. Nem oranının çok düşmesi solunum yollarının kurumasına yol açabilir; bu durumda nemlendirici cihazlardan faydalanabilirsiniz. Beslenmenizi bağışıklık dostu hale getirin Bağışıklık sisteminin güçlü olması için doğru beslenme son derece önemlidir. C vitamininden zengin meyve ve sebzeler (portakal, kivi, brokoli), çinko içeren kuruyemişler ve omega-3 yönünden zengin balıklar bağışıklık direncini artırır. Yoğurt ve kefir gibi probiyotik kaynakları bağırsak sağlığını destekleyerek enfeksiyonlara karşı koruma sağlar. Ayrıca yeterli su tüketimi ve taze gıdalarla beslenmek de vücudun doğal savunma mekanizmasını güçlendirir. Yeterli ve kaliteli uykuya özen gösterin Gebelik döneminde hormonal değişiklikler uyku düzenini zorlayabilir; ancak dinlendirici bir uyku hem anne hem bebek sağlığı için önemlidir. Günde 7–8 saat kaliteli uyku, bağışıklığın güçlü kalmasına yardımcı olur. Uyumadan önce ekran maruziyetini azaltmak, ılık bir duş almak veya gevşeme egzersizleri yapmak uykuya geçişi kolaylaştırabilir. Şüpheli belirtilerde doktora başvurun Doç. Dr. Şafak Yılmaz Baran “Ateş, öksürük, kas ağrısı, halsizlik gibi belirtiler fark edildiğinde ihmal edilmemelidir. Hamilelikte enfeksiyonlar daha hızlı ilerleyebilir. Bu nedenle belirtiler başladığında zaman kaybetmeden hekiminize başvurun. Doktorunuza danışmadan ilaç kullanmayın; uygun tedaviyle hem siz hem de bebeğiniz güvende kalırsınız” diyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.