Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Yüz Tanıma

Kapsül Haber Ajansı - Yüz Tanıma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yüz Tanıma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Dubai Otellerinde Temassız Check-in Dönemi Başlıyor Haber

Dubai Otellerinde Temassız Check-in Dönemi Başlıyor

Güvenli şekilde saklanan veriler, kimlik süresi bitene kadar geçerli olacak; böylece sonraki konaklamalarda hızlı check-in ile tekrar gelen misafir deneyimi daha da iyileştirilecek. Dubai, şehir genelinde tek seferlik temassız otel check-in çözümünü hayata geçirdiğini duyurdu. Bu uygulama, misafir konforu, güvenlik ve yenilikçilik açısından konaklama sektöründe küresel ölçekte yeni bir standart belirleyerek, uygulamanın hayata geçirildiği otel ve tatil evlerinde fiziksel check-in prosedürlerini atlama seçeneği sunuyor. Visit Dubai tarafından geliştirilen ve bağımsız iş ortaklarıyla sunulan öncü biyometrik ve dijital teknoloji, artık Dubai genelindeki otel ve tatil evlerine hemen entegre edilebilecek durumda. Bu sistem, misafirlerin varış sürecini hızlandırarak kesintisiz bir giriş deneyimi yaşamalarını sağlıyor. Bu uygulama, teknoloji kullanımını ön planda tutan Dubai’nin, misafir memnuniyetini ve operasyonel mükemmeliyeti aynı anda önceliklendiren, geleceğe dönük küresel bir turizm destinasyonu olma hedefini pekiştiriyor. Bu yenilikçi sistem, misafirlerin otele varmadan önce tüm check-in işlemlerini doğrudan cep telefonlarından tamamlamasına olanak tanıyor. Kimlik ve biyometrik verilerin tek seferlik yüklenmesiyle süreç büyük ölçüde hızlanıyor ve geleneksel check-in süreleri minimuma indiriliyor. Misafirler otele vardıklarında check-in masasındaki işlemleri tamamen atlayabiliyorlar. Güvenli şekilde saklanan veriler, kimlik geçerlilik süresi bitene kadar kullanılabiliyor; böylece sonraki ziyaretlerde yüz tanıma gibi hızlı bir doğrulama yeterli oluyor. Yıllık Dubai ziyaretçilerinin yaklaşık dörtte birini tekrar gelen ziyaretçiler oluşturuyor ve bu hizmet ile tekrar gelen misafirlerin deneyimini daha da konforlu hale getirerek destinasyona olan sadakatlerini pekiştirmek amaçlanıyor. Dubai Ekonomi ve Turizm Dairesi’ne bağlı Dubai Turizm ve Ticaret Pazarlama Kurumu (Visit Dubai) CEO’su Issam Kazim yaptığı açıklamada; “Bu misafir odaklı yeniliğin uygulanması, yolcuların şehre adım attıkları andan itibaren tüm engelleri azaltarak, tatillerine verimli ve keyifli bir başlangıç yapmalarını sağlayacak. Ayrıca sadık misafirlerimizin sonraki ziyaretlerini daha da kolaylaştırırken, Dubai’deki otellerin misafirleriyle daha değerli ve kaliteli etkileşimlere odaklanmasına olanak tanıyacak. Bu teknoloji otellerin hizmet seviyelerini daha da yükseltmeleri için büyük bir potansiyel sunuyor. Daha fazla yatırımcı ve işletmeciyi bu özelliği sistemlerine entegre etmeye davet ediyoruz”. Çözüm, mevcut otel uygulamalarına veya web platformlarına kolayca entegre edilecek şekilde tasarlandı. Anlık faydalarının ötesinde, araba kiralama gibi diğer turizm temas noktalarında da kullanılabilecek önemli bir potansiyele sahip olup şehir genelinde daha entegre ve kişiselleştirilmiş bir ziyaretçi deneyiminin önünü açıyor. Ayrıca Dubai Uluslararası Havalimanı’nda pasaport kontrol sürelerini saniyelere indiren akıllı tüneller gibi destinasyonda yaygınlaştırılan akıllı teknoloji uygulamalarını da tamamlıyor. Dubai’nin konaklama sektörü, 820 otel ve otel dairesiyle küresel bir destinasyon olarak büyümesinin temel taşlarından biri olmaya devam ediyor. Şehrin diğer turistik cazibe merkezlerini tamamlayıcı nitelikteki bu sektör, 2025’in ilk 10 ayında 15,70 milyon uluslararası geceleyen ziyaretçi ağırlanmasına ve emirlik genelindeki otellerde toplam 36,71 milyon geceleme sayısına ulaşılmasına katkı sağladı; bu rakam yıllık bazda %5 artış gösterdi. Dubai Ekonomi ve Turizm Departmanı (DET) Hakkında Dubai’yi dünyanın önde gelen ticaret merkezi, yatırım üssü ve turizm destinasyonu haline getirme vizyonuyla hareket eden Dubai Ekonomi ve Turizm Departmanı (DET), emirliği küresel ekonomi ve turizmde önemli bir merkez olarak konumlandırmak, şehrin ekonomik ve turizm alanlarındaki rekabet göstergelerini artırmak üzere çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmalar, Dubai Ekonomik Ajandası D33 hedefleri doğrultusunda yürütülüyor. D33, 2033 yılına kadar Dubai ekonomisinin büyüklüğünü iki katına çıkarmayı ve şehri iş ve turizm açısından dünyanın önde gelen destinasyonlarından biri olarak daha da sağlamlaştırmayı amaçlıyor. DET, Dubai’nin çeşitlendirilmiş ve yenilikçi hizmet odaklı ekonomisini daha da geliştirmek, dünyanın en yetenekli profesyonellerini çekmek, dünya standartlarında bir iş ortamı sunmak ve verimliliği artırmak için çalışmalar yürütüyor. Ayrıca, Dubai’nin ziyaret edilecek, yaşanacak ve çalışılacak en iyi şehir olma vizyonunu desteklemek amacıyla şehrin çok yönlülüğünü, eşsiz yaşam tarzını ve üstün yaşam kalitesini tanıtıyor. Dubai’nin iş ve turizm sektörlerinin planlanmasından, denetlenmesinden, geliştirilmesinden ve pazarlanmasından sorumlu ana otorite olan DET, aynı zamanda oteller, tur operatörleri ve seyahat acenteleri dahil olmak üzere tüm işletme türlerinin ruhsatlandırılması ve sınıflandırılmasından da sorumludur. DET bünyesinde yer alan kurumlar; Dubai Ekonomik Kalkınma Kurumu (DEDC), Dubai İşletme Kaydı ve Ruhsatlandırma Kurumu (DBLC), Dubai Tüketici Koruma ve Adil Ticaret Kurumu (DCCPFT), Dubai KOBİ Ajansı (Dubai SME), Dubai Turizm ve Ticaret Pazarlama Kurumu (DCTCM), Dubai Festivaller ve Perakende Kurumu (DFRE) ve Dubai Turizm Koleji (DCT).

2026'da Güvenlik Yatırımlarının Lokomotifi Yapay Zeka, Bulut ve Sensor Teknolojisi Olacak Haber

2026'da Güvenlik Yatırımlarının Lokomotifi Yapay Zeka, Bulut ve Sensor Teknolojisi Olacak

Dünyanın önde gelen güvenlik teknolojileri sağlayıcılarından Securitas Technology, sekizincisini yayımladığı 2026 Global Teknoloji Trendleri Raporu ile sektörün geleceğine yön verecek başlıca eğilimleri açıkladı. Rapor, yapay zekâ, bulut çözümleri ve sensör teknolojilerinin güvenlik yatırımlarındaki dönüşümü hızlandıracağı nı ortaya koyuyor. Güvenlik teknolojilerinde dönüşüm hızlanıyor Securitas Technology Orta Avrupa Başkanı İsmail Uzelli, "Katılımcıların yüzde 30'u yapay zekâyı gelecek yılın en kritik yatırımı olarak görüyor. Yüzde 34'ü beş yıl içinde buluta geçmeyi planlıyor. Şirketlerin yüzde 48'i ise şimdiden gelişmiş sensör teknolojilerini kullanıyor. Bu veriler, güvenlik teknolojilerinde dönüşümün hızlandığını açıkça gösteriyor. Artık şirketler yalnızca riskleri yönetmiyor, aynı zamanda iş süreçlerine değer katan entegre çözümlere yöneliyor" diye konuştu. Şirketler için yol haritası sunuyor Securitas Technology Türkiye Genel Müdürü Pelin Yelkencioğlu ise "Güvenlik artık sadece bir koruma kalkanı değil; yapay zekâ, bulut ve sensör teknolojilerinin gücüyle operasyonel verimliliği, sürdürülebilirliği ve stratejik değeri artıran kritik bir unsur haline geldi. Securitas Technology'nin 2026 Raporu, kurumlara, güvenlik alanında izleyecekleri yol haritasını sunuyor. Kurumlarda teknolojiyi benimseyerek yeni verimlilik alanları yaratmak ve çalışan güvenliğini en üst düzeye çıkarmak için harekete geçme zamanı. Biz de bu raporla, müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın geleceğe güvenle hazırlanmasına rehberlik etmekten mutluluk duyuyoruz" diye konuştu. Yapay zekâ: Reaktiften proaktife geçişin itici gücü Yapay zeka (AI), günümüzde güvenlik teknolojilerinde aktif olarak kullanılıyor. Bir süredir video izleme ve tehdit tespiti çözümlerinde makine öğrenimi ve veri analitiğinden yararlanılıyor. Plaka tanıma, alan doluluk yönetimi, yüz tanıma, nesne algılama, nesne takibi gibi AI destekli kullanım senaryoları da yaygınlaşıyor. Bu teknolojiler, anomali tespiti ile şüpheli davranışları veya olağandışı hareketleri gerçek zamanlı olarak belirleyebiliyor; video içi arama sayesinde güvenlik personeli, binlerce saatlik görüntüyü manuel olarak incelemek yerine, istenen olayları dakikalar içinde bulabiliyor. Otomatik raporlama sistemleri ise olay kayıtlarını analiz edip, risk seviyesine göre önceliklendirilmiş aksiyon planları sunuyor. Bunun yanı sıra yapay zekâ destekli sistemler, proaktif tehdit analizi ile olası riskleri henüz gerçekleşmeden öngörme imkânı sağlıyor. Örneğin; bir tesisin giriş-çıkış verilerini analiz ederek anormal giriş yoğunluklarını tespit edebiliyor veya sensör verilerini işleyerek olası yangın, gaz kaçağı veya ekipman arızalarına karşı erken uyarı verebiliyor. Yapay zekâ, sadece veri analizini hızlandırmakla kalmıyor; aynı zamanda güvenlik ekiplerinin stratejik karar alma süreçlerini destekliyor. Kaynakların daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Risklere daha hızlı yanıt verilmesine imkân tanıyor. Bu sayede g üvenlik operasyonları reaktiften proaktif bir modele dönüşüyor. Kurumların maliyetleri azalıyor, güvenlik standartları yükseliyor. Securitas Technology'nin raporu, kurumların yüzde 70'inin güvenlik programlarında yapay zekâ kullandığını ortaya koyuyor. Yapay zekanın dönüştürücü gücü, güvenlik sektörünün geleceğini şekillendirmeye devam edecek. Kurumlar anomali tespiti, video içi arama ve proaktif tehdit analizleri gibi GenAI uygulamaları sayesinde reaktif güvenlikten proaktif risk yönetimine geçiş yapabilecek. Bulut: Güvenliğin yeni standardı Rapora göre, güvenlik teknolojileri alanında bulut tabanlı çözümler 'yeni normal' haline geldi. Raporda, bulut tabanlı çözümlerin en dikkat çekici faydaları arasında ölçeklenebilirlik, daha basit kurulum ve kolay bakım gösteriliyor. Ayrıca merkezi güvenlik yönetimi ve artan verimlilik, şirketlerin bulut sistemlerini tercih etmesindeki en önemli nedenler olarak öne çıkıyor. Anket sonuçlarına göre, günümüzde kuruluşların yüzde 18'i tamamen bulut tabanlı sistemler kullanırken, yüzde 34'lük bir kesim ise önümüzdeki beş yıl içinde tamamen buluta geçmeyi planladığını belirtiyor. En çok kullanılan bulut tabanlı sistemler ise sırasıyla Video İzleme, Geçiş Kontrolü ve İzinsiz Giriş Tespiti olarak sıralanıyor. Bulut teknolojileri, şirketlere uzaktan yönetim imkânı sunarak tesislerini her yerden izleme ve yönetme esnekliği sağlıyor. Ayrıca yerel depolama çözümlerine kıyasla daha esnek ve maliyet etkin bir depolama modeli sunması, bu teknolojinin cazibesini artırıyor. Siber güvenlik açısından da verilerin yedekli kopyalarını saklayarak saldırılara ve olası felaketlere karşı önemli bir koruma kalkanı oluşturduğu vurgulanıyor. Sensör teknolojilerinde akıllı dönüşüm Nem, sıcaklık, hava kalitesi , duman ve gürültü gibi parametreleri ölçebilen gelişmiş sensörler, güvenlik sistemlerinde hızla yaygınlaşıyor. Rapor, güvenlik sektöründe gelişmiş sensör teknolojilerinin geleceği şekillendiren üç ana trendden biri olduğunu vurguluyor. Bulut teknolojisi ve yapay zekayla birlikte anılan bu sensörler, güvenlik sistemlerinin daha akıllı, proaktif ve entegre hale gelmesini sağlıyor. Artık sadece bir olayı tespit etmekle kalmayan, aynı zamanda bu olayın içeriğini de anlayabilen akıllı sensörler, özellikle bulut tabanlı izinsiz giriş tespiti gibi sistemlerde etkin bir şekilde kullanılıyor. Bu sistemler, geleneksel sensörlerin aksine, verileri analiz ederek yanlış alarmları azaltıyor ve gerçek tehditleri daha doğru bir şekilde belirleyebiliyor. Sensör teknolojilerindeki bu akıllı dönüşüm, güvenlik sistemlerinin pasif birer gözlemci olmaktan çıkıp, veri analizi ve durumsal farkındalık sağlayan proaktif araçla ra dönüşmesini temsil ediyor. Bu sayede güvenlik yönetimi daha verimli hale gelirken, kurumlar ve kullanıcılar için daha güvenli ortamlar oluşturuluyor. Bu teknoloji, yalnızca fiziksel güvenliği sağlamakla kalmıyor; enerji yönetimi, çevresel izleme ve çalışan konforu gibi alanlarda da kurumlara stratejik veri sağlıyor. Rapora göre kurumların yüzde 74'ü sensör entegrasyonlarını artırmayı planlıyor. Belirsizliklere yanıt verme ihtiyacı artıyor Rapora göre, güvenlik teknolojisi yatırımlarını yönlendiren üç temel iş önceliği öne çıkıyor. İlk olarak, artan belirsizliklere yanıt verme ihtiyacı dikkat çekiyor. Bu başlık altında çalışan güvenliği, kriz iletişimi, risk istihbaratı ve acil durum hazırlığı gibi unsurların önem kazandığı vurgulanıyor. İkinci öncelik ise proaktif olay müdahalesi. Şirketlerin alarm yönetim araçları, çoklu veri kaynaklarının entegrasyonu ve yapay zekâ destekli sanal ajanlar gibi çözümlere yöneldiği ifade ediliyor. Üçüncü öncelik olarak ise güvenlik teknolojisinden yeni değer yaratma öne çıkıyor. Raporda, güvenlik sistemlerinin iş süreçleriyle entegrasyonunun önemine dikkat çekiliyor. Bu entegrasyonun çalışan ve müşteri deneyimini iyileştirebileceği vurgulanıyor. Ayrıca iş zekâsını güçlendireceği ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayacağı belirtiliyor. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Yapay Zekâ, Üretkenliğin Yanında Sahteciliği de Kolaylaştırıyor! Haber

Yapay Zekâ, Üretkenliğin Yanında Sahteciliği de Kolaylaştırıyor!

"Deepfake" teknolojisi nedir? Yapay zekâ destekli ses ve görüntü üretiminin, genel olarak "deepfake" teknolojisi olarak adlandırıldığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Kelime oluşumu itibariyle Deepfake, ‘deep learning’ (derin öğrenme) ve ‘fake’ (sahte) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmektedir. Bu teknoloji, yüz tanıma, ses analizi ve görüntü işleme gibi alanlarda geliştirilen derin öğrenme algoritmalarını kullanarak, gerçeğe son derece yakın sahte video, ses veya görüntüler üretir.” dedi. Kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabiliyor Deepfake teknlojisini kullanılarak bir kişinin yüzü, mimikleri veya sesinin taklit edilebildiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Bu sayede gerçekte yaşanmamış bir konuşma veya olay sanki gerçekleşmiş gibi sunulabilir. Bu teknoloji, yaratıcı içerikler üretmek için kullanılabileceği gibi, kötü niyetli kişiler tarafından dezenformasyon yaymak veya dolandırıcılık yapmak amacıyla da kullanılabilir.” diye konuştu. Sahte haber üretimi yapılabiliyor Yapay zekâ ile üretilen video ve ses içeriklerinin günümüzde sinema, eğitim, reklam, oyun ve medya gibi pek çok alanda yaygın olarak kullanıldığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Reklamlar, uzaktan eğitim videoları, dijital oyunlardaki karakterler, sanal haber sunucuları ve farklı dillere çevrilen içerikler bu teknoloji sayesinde hızlı ve düşük maliyetle hazırlanmaktadır. Öte yandan, aynı teknolojiler sahte haber üretimi, dolandırıcılık ve bilgi kirliliği yaratmak gibi amaçlarla da kötüye kullanılabilmektedir.” ifadesinde bulundu. Deepfake videoların bu denli ikna edici olmasının temelinde ne var? Deepfake videoların bu denli ikna edici olmasının temelinde, yapay zeka teknolojilerinin, özellikle de derin öğrenme modellerinin, görüntü ve ses üretiminde sunduğu artan gerçekçilik ve ayrıntı düzeyinin yattığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Yüz ifadeleri, göz kırpma, ışıklandırma ve ten dokusu gibi detaylar artık çok daha doğal biçimde taklit edilebiliyor. Ses klonlama teknolojileri ise konuşma ritmi ve tonlamayı başarıyla kopyalayabiliyor. Görüntü ve ses kalitesindeki bu ilerleme, sahte içerikleri her geçen gün daha inandırıcı kılıyor ve bu da onların insan gözüyle ya da kulağıyla fark edilmesini giderek zorlaştırıyor.” şeklinde konuştu. Dijital çağda “gerçeklik” kavramı köklü bir dönüşüm geçiriyor Yapay zeka, deepfake ve benzeri teknolojilerle birlikte dijital çağda “gerçeklik” kavramının köklü bir dönüşüm geçirdiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Artık gördüğümüz, duyduğumuz, hatta okuduğumuz içeriklerin gerçekten olup olmadığını sorgulamamız gerekiyor. Bu durum, bilgiye erişimde daha fazla şüpheciliği beraberinde getirirken, doğruluğu ve güvenilirliği teyit edebilecek yeni yöntemlere ve etik standartlara olan ihtiyacı da artırıyor.” dedi. Deepfake videolarda ayırt edici unsurlar neler? Bir görüntünün veya sesin yapay zekâ ürünü olup olmadığını tespit etmeye yönelik teknik ve yöntemlerin giderek geliştiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, şöyle devam etti: “Bu tespit süreçleri; görüntü işleme, ses analizi ve makine öğrenimi tekniklerine dayanmaktadır. Görsellerde yüz ifadeleri ve mimikler analiz edilerek sahte içerik belirlenmeye çalışılır. Deepfake videolarda dikkat edilebilecek bazı ayırt edici unsurlar şunlardır; göz kırpmanın doğal olmaması, ağız hareketleri ile ses arasında senkronizasyon problemleri, ten rengi geçişlerindeki yapaylık, ışık yansımalarının doğallıktan uzak olması, saç ve kenar detaylarında görülen bozulmalar. Ses analizinde ise frekans spektrumu, vurgu, tonlama ve nefes alma gibi ayrıntılar incelenir. Bunun yanı sıra, özel olarak eğitilmiş derin öğrenme modelleri de sahte içeriklerin tespitinde etkin bir şekilde kullanılmaktadır.” İleri düzey deepfake teknolojileri; mimiklerden göz hareketlerine kadar başarılı Günümüzde yapay zekâ ile üretilen görüntü ve seslerin, çoğu zaman insan gözü ve kulağının ayırt edemeyeceği kadar gerçekçi hale geldiğini de anlatan Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Her ne kadar dikkatli bir incelemeyle hala bazı yapaylıklar sezilebilse de örneğin yüz ifadelerinin doğallıktan uzak olması, göz hareketlerindeki tutarsızlık ya da sesin mekanik tınısı gibi, bu farklar giderek daha az belirgin hale gelmektedir. Özellikle ileri düzey deepfake teknolojileri; mimiklerden göz hareketlerine, ses tonundan nefes alma düzenine kadar birçok ayrıntıyı yüksek başarıyla taklit edebilmektedir. Bu nedenle kısa süreli ya da düşük çözünürlüklü sahte içerikler, çoğu zaman gerçekmiş gibi algılanabilmektedir.” dedi. Videonun paylaşıldığı hesabın güvenilirliği değerlendirilmeli Sosyal medyada paylaşılan bir videonun doğruluğunu sorgulamak için bireylerin öncelikle içeriğin kaynağını araştırması gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, sözlerini şöyle tamamladı: “Videonun paylaşıldığı hesabın güvenilirliği değerlendirilmeli, içeriğin resmi ya da tanınmış platformlardan yayımlanıp yayımlanmadığı kontrol edilmelidir. Aynı olaya dair farklı kaynaklardan gelen videolar veya haberlerle karşılaştırma yapmak, içeriğin doğruluğunu teyit etmek açısından etkili bir yöntemdir. Ayrıca videodaki ses ve görüntü arasındaki tutarsızlıklar dikkatle analiz edilmelidir. Tüm bunlara ek olarak, yapay zekâ destekli tespit araçları da sahte içeriklerin belirlenmesinde önemli bir destek sunar.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.