Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Dezenformasyon

Kapsül Haber Ajansı - Dezenformasyon haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Dezenformasyon haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

 RESAID Projesi Kapsamında Geliştirilen Yayınlar ve Çevrim İçi Araçlar Tanıtıldı  Haber

 RESAID Projesi Kapsamında Geliştirilen Yayınlar ve Çevrim İçi Araçlar Tanıtıldı 

İstanbul Bilgi Üniversitesi tarafından yürütülen ve Avrupa Komisyonu Jean Monnet Mükemmeliyet Merkezleri Programı tarafından desteklenen “Bilgi Düzensizliklerine Karşı Toplumsal Bilişsel Dirençlilik Yaratmak” (Creating Societal Cognitive Resilience Against Information Disorders-RESAID) Projesi günümüzde önemli bir tehdit olan dezenformasyon, mezenformasyon ve malenformasyon gibi bilgi düzensizlikleri hakkında farkındalık yaratmayı, geliştirdiği etkileşimli araçlar ve yayınlarla bireylerin dirençliliğine katkıda bulunmayı hedefliyor. Bu çerçevede santralistanbul Kampüsü’nde proje kapsamında geliştirilen araçların tanıtıldığı bir etkinlik düzenlendi. Proje koordinatörü İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Emre Erdoğan’ın açılış konuşmasıyla başlayan etkinlikte bilgi düzensizlikleriyle mücadele için geliştirilen çevrim içi eğitim, oyunlar, kısa videolar, açık erişim kitap ve politika belgelerinin detayları paylaşıldı. Kitapta farklı disiplinlerden araştırmacıların çalışmaları yer aldı “Bilgi Düzensizliklerine Karşı Toplumsal Bilişsel Dirençlilik” başlıklı açık erişim kitap, farklı disiplinlerden araştırmacıların katkılarıyla bilgi düzensizliklerini kavramsal, siyasal ve toplumsal boyutlarıyla tartışıyor. Mayıs 2025’te düzenlenen konferansta sunulan on iki bildiriye dayanan bu yayın, yanlış bilginin yalnızca sosyal medya alışkanlıklarıyla sınırlı olmadığını; siyasal atmosferden medya yapılanmasına, toplumsal eşitsizliklerden platform yönetim modellerine kadar birçok farklı dinamiğin rol oynadığını ortaya koyuyor. Bu yönüyle kitap hem akademik araştırmalar hem de politika üretim süreçleri için kapsamlı bir kaynak niteliği taşıyor. Sertifikalı dersler bilgi düzensizliklerinin temel kavramlarını ele alıyor Proje kapsamında bilgi düzensizlikleriyle ilgili temel kavramları ve mücadele yollarını hak temelli bir yaklaşımla ele alarak öğrencilerden eğitmenlere, gazetecilerden sivil toplum aktörlerine kadar farklı gruplar için geliştirilen açık erişim çevrim içi derslerin detayları da paylaşıldı. Dersi tamamlayanların onaylı bir sertifika alabilecekleri bu dersler, herkesin ücretsiz olarak yararlanabileceği şekilde açık erişim olarak sunuluyor. Dijital oyunlar yanlış bilgiyle mücadelede farkındalık sağlıyor Proje, çevrimiçi derslerin yanı sıra oyunlaştırma ile de bilgi düzensizlikleriyle mücadeleye dair farkındalık kazandırmayı hedefliyor. CatchMatch, INFOCHIEF, Fanus ve Sparkline isimli dijital oyunlar kullanıcıların dijital ortamda karşılaştıkları bilgilere daha eleştirel yaklaşmalarına katkıda bulunmak amacıyla hazırlandı. Bu oyunlarda manipülasyon teknikleri, algoritmaların içerik sıralamalarına etkisi ve kullanıcı davranışlarının nasıl yönlendirildiği interaktif olarak gösteriliyor. Böylece kullanıcılar sosyal medyada karşılaştıkları içeriklerin ardındaki yönlendirme mekanizmalarını deneyimleyerek öğreniyor. Proje kapsamında politika belgeleri hazırlandı Yine proje kapsamında çok değerli uzmanların kaleme aldığı “Clausewitzci Bir Hibrit Savaş Teorisi”; “Dezenformasyonla Mücadelede Toplumsal Dirençliliğin Güçlendirilmesi: Uluslararası Kuruluşların ve Özellikle NATO’nun Rolü”; “Hakikat Sonrası Çağda Enformasyon Düzensizliği, Güven ve Yılmazlık: Antropolojik Bir Bakış Açısı” ve “Yapay Zekâ Çağında Bilişsel Güvenlik: Sentetik Etkiye Karşı Ulusal Esnek-Dayanıklılık Oluşturmak” başlıklı dört politika belgesi de tanıtıldı. Etkinlik kapsamında İstanbul Bilgi Üniversitesi Sosyal ve Beşerî Bilimler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Pınar Uyan Semerci’nin moderatörlüğünde bir panel de düzenlendi. Panelde yapay zekâ, algoritmalar, yanlış bilgi ve toplumsal eşitsizlikler arasındaki ilişkiler farklı disiplinlerden uzmanlar tarafından ele alındı. ‘Platformların iş modeli değişmedikçe sorun devam edecek’ Panelin ilk konuşmacısı İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erkan Saka, sosyal medya platformlarının etkileşim odaklı iş modelinin yanlış bilgi ekosistemini nasıl şekillendirdiğini anlattı. Saka, “Platformlar etkileşim odaklı; insanları orada tutmak istiyorlar. Bu iş modeli sürdükçe daha sansasyonel içerikler öne çıkmaya devam edecek” dedi. Saka, çözüm için algoritmik şeffaflığın kamu tarafından talep edilmesi, teyitçilik çalışmalarının sürdürülebilir şekilde desteklenmesi ve medya okuryazarlığının yapay zekâ çağının koşullarına göre yeniden tasarlanması gerektiğini vurguladı. ‘Bilgiye erişim hakkı ifade özgürlüğünün özüdür’ Dr. Tuğçe Duygu Köksal, panelin ikinci bölümünde bilgiye erişimin demokratik toplumlar açısından taşıdığı önemi hak temelli bir çerçevede değerlendirdi. Yanlış bilginin özellikle afetler, pandemiler ve seçimler gibi kriz dönemlerinde ciddi hak ihlallerine yol açtığını belirterek “Bilgiye erişim hakkı, ifade özgürlüğünün gerçekleştirilebilmesinin aracı değil, özüdür” ifadelerini kullandı. Köksal, sosyal medyada oluşan yankı odalarının ve algoritmik önyargıların rasyonel tartışma ortamını zayıflattığını, bunun da demokratik müzakere süreçlerini olumsuz etkilediğini dile getirdi. ‘Dijital eşitsizlik sadece teknolojiye erişimden ibaret değildir’ Panelin son konuşmacısı Türk Alman Üniversitesi Kültür ve İletişim Bilimleri Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Elif Posos Devrani, toplumsal eşitsizlikler ile bilgi düzensizlikleri arasındaki karşılıklı ilişkiye odaklandı. Dijital eşitsizliğin yalnızca teknolojiye erişimle sınırlı olmadığını, bireylerin dijital imkânları etik, eleştirel ve toplumsal yararı önceleyerek kullanabilme kapasitesine de bağlı olduğunu ifade etti. Bilgi düzensizliklerinin var olan eşitsizlikleri derinleştirdiğini, eşitsizliklerin de yanlış bilgiye karşı kırılganlığı artırdığını dile getiren Posos Devrani, kendi çalışmaları bağlamında da çocukların dirençliliğinin ancak devlet, platformlar, akademi, sivil toplum, öğretmenler ve ailelerin birlikte hareket ettiği bütüncül bir sistemle mümkün olabileceğini vurguladı.

TGK Heyetinden BİK Genel Müdürü Abdülkadir Çay'a Ziyaret Haber

TGK Heyetinden BİK Genel Müdürü Abdülkadir Çay'a Ziyaret

“Basının Sorunlarını Elbirliği ile Çözeceğiz” Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı, TGK'ya üye Gazeteciler Federasyonlarının Genel Başkanları ve TGK'nın adayı olarak Basın İlan Kurumu Genel Kurulu'na seçilen temsilcileri, göreve yeni başlayan Basın İlan Kurum Genel Müdürü Abdülkadir Çay'ı İstanbul'daki makamında ziyaret etti. TGK heyetinin ziyaretinde, basın sektörünün mevcut durumu, yerel medyanın ekonomik ve yapısal olarak güçlendirilmesi, nitelikli yayıncılığın teşvik edilmesi, dijital dönüşüm sürecinin yansımaları ve sektörel dayanışmanın artırılması konuları ele alındı. Ziyarette BİK Genel Müdürü Abdülkadir Çay'a hayırlı olsun dileklerini ileten ve TGK'nın üye yapısına ilişkin bilgi veren TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı, "Türkiye Gazeteciler Konfederasyonumuzu 2013 yılında, demokratik yönetim, eşit ve hakça temsil ile basının sorunlarına etkin çözümler üretme hedefiyle kurduk. Mesleğimizin onurunu korumak ve hak ettiği saygın konuma ulaşmasını sağlamak için örnek bir güç birliği yaptık. Konfederasyonumuz 7'si bölgesel olmak üzere 9 gazeteciler federasyonu ve 87 gazeteciler cemiyeti ile basın meslek kuruluşunu çatısı altında bir araya getiren, yaklaşık 20 bin medya mensubunu temsil eden Türkiye'nin en üst basın meslek örgütüdür" dedi. Açıklamasında basının sorunlarına ve çözüm önerilerine de değinen TGK Genel Başkanı Kolaylı, şunları söyledi: “Yerel basın kuruluşları çok zor bir süreçten geçiyor. Bir yandan ekonomik sorunlar, diğer yandan yetersiz yasal düzenlemeler sektörümüzü içinden çıkılmaz bir çözümsüzlük sürecine sürüklüyor. Ekonomik sorunların yanı sıra, gazetecilik mesleğini düzenleyen Basın Meslek Yasası’nın olmaması da, önüne gelenin gazeteci kimliği taşımasına neden oluyor. Sorunlarınızı, çözüm önerilerimizi ve Basın Meslek Yasası taslağımızı rapor haline getirerek bugün size iletme fırsatı bulduğumuz için teşekkür ederiz. Yaşadığımız süreçte Basın İlan Kurumu’nun desteği basın kuruluşları ve çalışanları için yaşamsal önem taşıyor. Önümüzdeki dönemde sektörümüze ilişkin konularda işbirliği içinde çalışarak sorunlarımıza çözüm bulacağımızı umut ediyoruz.” Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu heyetinin ziyaretinden memnunluk duyduğunu ifade eden Basın İlan Kurum Genel Müdürü Abdülkadir Çay da, "Medya kurumları ve basın meslek kuruluşları ile işbirliği başta olmak üzere sektörü oluşturan aktörlerle işbirliği içinde çalışmaya özen gösteriyoruz" diye konuştu. TGK temsilcileri tarafından sunulan Basının Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu ile Basın Meslek Yasası taslağını inceleyeceğini, bundan sonraki sürecin Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı öncülüğünde geniş çaplı katılımla devam etmesi için girişimde bulunacağını kaydeden Basın İlan Kurum Genel Müdürü Abdülkadir Çay, “Görüş ve önerileriniz bizim için önemli. Basın İlan Kurumu olarak yasa ve yönetmelikler çerçevesinde sektörde yaşanan sorunlara ortak akılla çözüm bulunması konusunda işbirliğine her zaman hazırız” dedi. Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu tarafından hazırlanan Medyanın Sorunları ve Çözüm Önerileri Raporu’nda şu konulara yer verildi; “Basın Meslek Yasası eksikliği, basın özgürlüğü ve dezenformasyon, ekonomik sorunlar, yerel basına Basın İlan Kurumu desteği, televizyon ve radyo yayıncılığı, güç odaklarına bağımlılık ve editoryal bağımsızlık, basında çalışma koşulları, etik ihlaller, medyada güven kaybı ve dijital platformların medyaya etkisi, sosyal medya gazeteciliği ve bağımsız gazetecilerin durumu.” Basın İlan Kurumu Genel Müdür Yardımcılığına atanan İbrahim Delibaş’la da bir araya gelen Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Heyetinde, Genel Başkan Nuri Kolaylı’nın yanı sıra şu isimler yer aldı: Marmara Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı BİK Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ergün, Karadenlz Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı ve BİK Genel Kurul Üyesi Erdoğan Erişen, Akdeniz Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Gaye Coşkun, Ege Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Cem Kaytan, İç Anadolu Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Osman Hakan Kiracı, Doğu Anadolu Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı İrfan Tarakçıoğlu, Muğla İnternet Gazetecileri Derneği Başkanı ve BİK Genel Kurul Üyesi Seda Köktener, Burdur Gazeteciler Cemiyeti Başkanı ve BİK Genel Kurul Üyesi Kürşat Tuncel, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Koordinatörü Sinan Tunç. Ziyarette ele alınan medya sektörüne ilişkin konulara Basın İlan Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Müftüoğlu da görüş ve önerileriyle katkıda bulundu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Yapay Zekâ, Üretkenliğin Yanında Sahteciliği de Kolaylaştırıyor! Haber

Yapay Zekâ, Üretkenliğin Yanında Sahteciliği de Kolaylaştırıyor!

"Deepfake" teknolojisi nedir? Yapay zekâ destekli ses ve görüntü üretiminin, genel olarak "deepfake" teknolojisi olarak adlandırıldığını ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Kelime oluşumu itibariyle Deepfake, ‘deep learning’ (derin öğrenme) ve ‘fake’ (sahte) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelmektedir. Bu teknoloji, yüz tanıma, ses analizi ve görüntü işleme gibi alanlarda geliştirilen derin öğrenme algoritmalarını kullanarak, gerçeğe son derece yakın sahte video, ses veya görüntüler üretir.” dedi. Kötü niyetli kişiler tarafından kullanılabiliyor Deepfake teknlojisini kullanılarak bir kişinin yüzü, mimikleri veya sesinin taklit edilebildiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Bu sayede gerçekte yaşanmamış bir konuşma veya olay sanki gerçekleşmiş gibi sunulabilir. Bu teknoloji, yaratıcı içerikler üretmek için kullanılabileceği gibi, kötü niyetli kişiler tarafından dezenformasyon yaymak veya dolandırıcılık yapmak amacıyla da kullanılabilir.” diye konuştu. Sahte haber üretimi yapılabiliyor Yapay zekâ ile üretilen video ve ses içeriklerinin günümüzde sinema, eğitim, reklam, oyun ve medya gibi pek çok alanda yaygın olarak kullanıldığını dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Reklamlar, uzaktan eğitim videoları, dijital oyunlardaki karakterler, sanal haber sunucuları ve farklı dillere çevrilen içerikler bu teknoloji sayesinde hızlı ve düşük maliyetle hazırlanmaktadır. Öte yandan, aynı teknolojiler sahte haber üretimi, dolandırıcılık ve bilgi kirliliği yaratmak gibi amaçlarla da kötüye kullanılabilmektedir.” ifadesinde bulundu. Deepfake videoların bu denli ikna edici olmasının temelinde ne var? Deepfake videoların bu denli ikna edici olmasının temelinde, yapay zeka teknolojilerinin, özellikle de derin öğrenme modellerinin, görüntü ve ses üretiminde sunduğu artan gerçekçilik ve ayrıntı düzeyinin yattığını anlatan Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Yüz ifadeleri, göz kırpma, ışıklandırma ve ten dokusu gibi detaylar artık çok daha doğal biçimde taklit edilebiliyor. Ses klonlama teknolojileri ise konuşma ritmi ve tonlamayı başarıyla kopyalayabiliyor. Görüntü ve ses kalitesindeki bu ilerleme, sahte içerikleri her geçen gün daha inandırıcı kılıyor ve bu da onların insan gözüyle ya da kulağıyla fark edilmesini giderek zorlaştırıyor.” şeklinde konuştu. Dijital çağda “gerçeklik” kavramı köklü bir dönüşüm geçiriyor Yapay zeka, deepfake ve benzeri teknolojilerle birlikte dijital çağda “gerçeklik” kavramının köklü bir dönüşüm geçirdiğini söyleyen Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Artık gördüğümüz, duyduğumuz, hatta okuduğumuz içeriklerin gerçekten olup olmadığını sorgulamamız gerekiyor. Bu durum, bilgiye erişimde daha fazla şüpheciliği beraberinde getirirken, doğruluğu ve güvenilirliği teyit edebilecek yeni yöntemlere ve etik standartlara olan ihtiyacı da artırıyor.” dedi. Deepfake videolarda ayırt edici unsurlar neler? Bir görüntünün veya sesin yapay zekâ ürünü olup olmadığını tespit etmeye yönelik teknik ve yöntemlerin giderek geliştiğini kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, şöyle devam etti: “Bu tespit süreçleri; görüntü işleme, ses analizi ve makine öğrenimi tekniklerine dayanmaktadır. Görsellerde yüz ifadeleri ve mimikler analiz edilerek sahte içerik belirlenmeye çalışılır. Deepfake videolarda dikkat edilebilecek bazı ayırt edici unsurlar şunlardır; göz kırpmanın doğal olmaması, ağız hareketleri ile ses arasında senkronizasyon problemleri, ten rengi geçişlerindeki yapaylık, ışık yansımalarının doğallıktan uzak olması, saç ve kenar detaylarında görülen bozulmalar. Ses analizinde ise frekans spektrumu, vurgu, tonlama ve nefes alma gibi ayrıntılar incelenir. Bunun yanı sıra, özel olarak eğitilmiş derin öğrenme modelleri de sahte içeriklerin tespitinde etkin bir şekilde kullanılmaktadır.” İleri düzey deepfake teknolojileri; mimiklerden göz hareketlerine kadar başarılı Günümüzde yapay zekâ ile üretilen görüntü ve seslerin, çoğu zaman insan gözü ve kulağının ayırt edemeyeceği kadar gerçekçi hale geldiğini de anlatan Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, “Her ne kadar dikkatli bir incelemeyle hala bazı yapaylıklar sezilebilse de örneğin yüz ifadelerinin doğallıktan uzak olması, göz hareketlerindeki tutarsızlık ya da sesin mekanik tınısı gibi, bu farklar giderek daha az belirgin hale gelmektedir. Özellikle ileri düzey deepfake teknolojileri; mimiklerden göz hareketlerine, ses tonundan nefes alma düzenine kadar birçok ayrıntıyı yüksek başarıyla taklit edebilmektedir. Bu nedenle kısa süreli ya da düşük çözünürlüklü sahte içerikler, çoğu zaman gerçekmiş gibi algılanabilmektedir.” dedi. Videonun paylaşıldığı hesabın güvenilirliği değerlendirilmeli Sosyal medyada paylaşılan bir videonun doğruluğunu sorgulamak için bireylerin öncelikle içeriğin kaynağını araştırması gerektiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Kristin Surpuhi Benli, sözlerini şöyle tamamladı: “Videonun paylaşıldığı hesabın güvenilirliği değerlendirilmeli, içeriğin resmi ya da tanınmış platformlardan yayımlanıp yayımlanmadığı kontrol edilmelidir. Aynı olaya dair farklı kaynaklardan gelen videolar veya haberlerle karşılaştırma yapmak, içeriğin doğruluğunu teyit etmek açısından etkili bir yöntemdir. Ayrıca videodaki ses ve görüntü arasındaki tutarsızlıklar dikkatle analiz edilmelidir. Tüm bunlara ek olarak, yapay zekâ destekli tespit araçları da sahte içeriklerin belirlenmesinde önemli bir destek sunar.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.