Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Gerçeğin Gölgeleri: Dijital Çağda Dezenformasyon

Yazının Giriş Tarihi: 12.11.2025 12:59
Yazının Güncellenme Tarihi: 12.11.2025 13:15

Eskiler “Gözünün görmediğine inanma” derdi.

Şimdi geldiğimiz noktada, ne ironiktir ki, gözümüzün gördüğüne bile inanamıyoruz.

Sosyal medyanın yaygınlaşması, bilgiye erişimi hiç olmadığı kadar kolaylaştırdı. Bir haber, birkaç saniyede milyonlara ulaşabiliyor. Ancak aynı hızla yayılan bir başka şey daha var: yanlış bilgi. Ve bu yanlış bilginin etkisi artık yalnızca algılarla sınırlı değil; seçimleri, ekonomileri, hatta toplumların yönünü değiştirebiliyor.

Yapay zekânın hayatımıza girmesiyle birlikte, bilginin gücü bir kez daha tanımlanıyor. Artık bir fotoğraf gördüğümüzde “Gerçek mi?” diye sormadan geçemiyoruz.

Bir video izlediğimizde, içten gelen bir şüpheyle bakıyoruz: “Acaba bu gerçekten yaşandı mı, yoksa bir algoritmanın ürünü mü?”

Harvard Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, sosyal medyada yanlış haberler doğru haberlere kıyasla altı kat daha hızlı yayılıyor. 2024’te MIT tarafından yapılan bir başka çalışmada, kullanıcıların %59’unun “deepfake” (yapay zekâyla üretilmiş sahte görüntüler) ile karşılaştığını, ama bunların sadece yarısının farkına vardığını gösteriyor.

Yani artık sadece bilgiye ulaşmak değil, doğru bilgiye ulaşmak da ayrı bir beceri haline geldi.

Bu durumun kökenine bakınca, teknolojinin değil; insanın zaaflarını görüyoruz.

Korku, öfke, merak - bunlar dezenformasyonun yakıtı. Bir haber bizi ne kadar duygusal olarak sarsıyorsa, onu paylaşma ihtimalimiz de o kadar artıyor. Sosyal medya algoritmaları da tam olarak bu refleksi besliyor. Çünkü duygusal tepkiler etkileşimi artırıyor, etkileşim de görünürlüğü.

Yapay zekâ, bir yandan bilgiye erişimi demokratikleştirirken, diğer yandan manipülasyonu da kolaylaştırdı. Artık bir bilgisayar ekranının başında birkaç dakikada bir liderin sahte konuşmasını, bir olayın gerçekte yaşanmamış görüntülerini veya bir insanın hiç söylemediği sözleri üretmek mümkün. Üstelik bunu yapmak için uzman olmak bile gerekmiyor.

2023 Dünya Ekonomik Forumu raporunda dezenformasyon, küresel riskler arasında ilk beşin içinde gösteriliyor. Çünkü bu, sadece bir teknoloji sorunu değil; güvenin erozyonu anlamına geliyor. İnsanlar artık neye inanacaklarını, kime güveneceklerini bilemez hale geliyorlar.

Belki de bu çağın en büyük paradoksu şu: Tarihte ilk kez bu kadar çok bilgiye sahibiz, ama hiç bu kadar az güven duymamıştık.

Oysa çözüm yine insanda.

Okuduğunu sorgulayan, duygularıyla değil aklıyla paylaşan, doğrulamayı alışkanlık haline getiren bireyler olmadan bu girdaptan çıkmak mümkün değil.

Dezenformasyonun panzehiri teknoloji değil; farkındalık.

Ve belki de artık hepimizin kendimize şu soruyu sorması gerekiyor:

Gerçeği görmek mi istiyoruz, yoksa sadece duymak istediklerimizi mi?

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.