Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Koruma

Kapsül Haber Ajansı - Koruma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Koruma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

"Maraş Çöreği” Artık Dünya Markası Haber

"Maraş Çöreği” Artık Dünya Markası

Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi, şehrin yöresel lezzetleri ve geleneksel el sanatlarını ulusal ve uluslararası alanda daha görünür kılmak amacıyla sürdürdüğü tescil çalışmalarına bir yenisini daha ekledi. Çağlayancerit Cevizi ve Maraş Tarhanası’nın ardından, şehrin önemli gastronomi ürünlerinden Maraş Çöreği de Avrupa Birliği (AB) tarafından tescillenerek Kahramanmaraş’ın AB Coğrafi İşaretli üçüncü ürünü oldu. Kahramanmaraş Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında 2018 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu’na coğrafi işaret tescili alınan Maraş Çöreği, 1 Aralık 2025 tarihinde AB Resmi Gazetesi’nde yayımlanarak Avrupa Birliği nezdinde de resmiyet kazandı. Bu tescil ile birlikte Maraş Çöreği’nin üretim metodu, kalite standartları ve geleneksel özellikleri uluslararası alanda koruma altına alınmış oldu. “Şehrimizin Değerlerini Tanıtmaya Devam Edeceğiz” Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel, “Şehrimizin kadim mutfak kültürü ve yöresel değerlerini uluslararası arenada hak ettiği noktaya taşımak için yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bu kapsamda, Maraş Tarhanası ve Çağlayancerit Cevizi’nin ardından Maraş Çöreği’mizin de Avrupa Birliği tarafından coğrafi işaretle tescillenmesi bizim için büyük bir gurur kaynağı. Bu tescil, sadece bir ürünün değil, Kahramanmaraş’ın kültürel mirasının, emeğinin ve ustalık geleneğinin Avrupa tarafından tanınması anlamına geliyor. Aynı zamanda yerel üreticimizin el emeğiyle ortaya koyduğu bu değerli ürünün uluslararası pazarda daha güçlü bir şekilde yer almasının da önünü açıyor. Bizler, Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesi olarak şehrimizin tüm yöresel lezzetleri ve geleneksel el sanatları için hem ulusal hem de Avrupa Birliği düzeyinde tescil süreçlerini sürdürüyoruz. Amacımız; şehrimizin eşsiz mirasını korumak, dünyaya tanıtmak ve gelecek nesillere en doğru şekilde aktarmak. Emeği geçen tüm kurumlarımıza, esnafımıza ve üreticilerimize gönülden teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

TANAP, Enerji Jeopolitiğini Yeniden Şekillendirdi Haber

TANAP, Enerji Jeopolitiğini Yeniden Şekillendirdi

Enerjinin “İpek Yolu” olarak anılan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi (TANAP), Avrupa'ya açıldığı 30 Kasım 2019 tarihinden günümüze bölgenin enerji akışında kilit rol oynamayı sürdürüyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in katılımıyla Edirne İpsala'daki MS4 Ölçüm İstasyonu'nda gerçekleştirilen açılış töreniyle Avrupa yolculuğuna başlayan proje, bugün Azerbaycan, Türkiye ve Avrupa Birliği'ni birbirine bağlayan kritik enerji koridoru olarak öne çıkıyor. Güney Gaz Koridoru’nun en önemli halkasını oluşturan TANAP, Azerbaycan'ın Şah Deniz-2 sahasından çıkarılan doğal gazı 1.811 kilometrelik Anadolu güzergâhından geçirerek Türkiye-Yunanistan sınırında Trans Adriyatik Doğal Gaz Boru Hattı'na (TAP) teslim ediyor. Buradan hareketle gaz, Yunanistan, Arnavutluk ve İtalya üzerinden Avrupa pazarına ulaşıyor. 20 İL VE 600 KÖYDEN GEÇEN ENERJİ KORİDORU Ardahan Posof'tan başlayarak Edirne'ye uzanan boru hattı, Kars, Erzurum, Erzincan, Bayburt, Gümüşhane, Giresun, Sivas, Yozgat, Kırşehir, Kırıkkale, Ankara, Eskişehir, Bilecik, Kütahya, Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Tekirdağ olmak üzere toplam 20 ilden, 67 ilçe ve 600 köyden geçiyor. Proje hem kaynak hem de güzergâh çeşitliliği sağlayarak Avrupa'nın enerji tedarikini güçlendiriyor. 16 YENİ TÜR BİLİM DÜNYASINA KAZANDIRILDI TANAP, enerji altyapısının yanı sıra çevre ve biyoçeşitlilik alanında da önemli çalışmalara imza attı. Türkiye'de ilk kez 500 metrelik güzergâh koridorunda EUNIS Seviye 3 habitat haritaları hazırlanarak geniş bir veri tabanı oluşturuldu. Yapılan kapsamlı çalışmalar sonucunda daha önce bilinmeyen 9 böcek ve 7 bitki türü olmak üzere toplam 16 yeni canlı türü bilim dünyasına kazandırıldı. Projenin güzergâhında yapılan ağaçlandırma çalışmaları ile orman ve step habitatlarında hayata geçirilen biyoçeşitlilik dengeleme çalışmaları, geçilen habitat alanlarına pozitif katkı sağladı. TANAP, bu çalışmaları nedeniyle sürdürülebilirlik kategorisinde birçok ödüle layık görüldü. TANAP’ın çevresel etki değerlendirmesi ve temel tasarım sürecinde yürütülen arkeolojik ve kültürel miras alanlarının tespitine yönelik saha çalışmaları neticesinde, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulları envanterlerinde daha önce kayıtlı olmayan 106 yeni alan tespit edildi ve bu alanlar ilgili Koruma Kurullarınca tescil edilerek koruma altına alındı. BİNDEN FAZLA ARKEOLOJİK ESER KÜLTÜR ENVANTERİNE KATILDI Projenin inşaat sürecinde gerçekleştirilen kurtarma kazıları kapsamında, toplam 48 adet arkeolojik alan ve yaklaşık 1.000 adet arkeolojik eser Türkiye kültür envanterine kazandırıldı. Özellikle boru hattı güzergâhının 335. kilometresinde rastlantısal olarak tespit edilen Alaybeyi Arkeolojik Alanı, Karaz Kültürünü de içeren çok katmanlı yapısıyla bölge arkeolojisinin tarihini yeniden yazacak bulgularla karşımıza çıktı. TÜBİTAK laboratuvarlarında yapılan karbon analizi sonuçlarına göre Alaybeyi'nde en eski yerleşimin M.Ö. 4720-4553 tarihlerine kadar uzandığı belirlendi. 1.000'İN ÜZERİNDE SOSYAL SORUMLULUK PROJESİ TANAP, sadece enerji taşımakla yetinmeyip geçtiği bölgelerde sosyal ve ekonomik kalkınmaya da önemli katkılar sundu. Proje kapsamında hayata geçirilen Sosyal ve Çevresel Yatırım Programları (SEİP) ile boru hattının geçtiği 20 il, 67 ilçe ve 600 köyde eğitimden altyapıya, sağlıktan çevreye kadar geniş bir yelpazede toplam 1.000'in üzerinde proje desteklendi.

Canon, Yeni Quocirca Raporunda 2025 Baskı Güvenliği Lideri Oldu! Haber

Canon, Yeni Quocirca Raporunda 2025 Baskı Güvenliği Lideri Oldu!

İşletmelerin giderek daha karmaşık bir güvenlik ortamıyla karşı karşıya kaldığı günümüzde Canon, Quocirca Raporunda elde ettiği lider konumuyla güvenlik stratejisi alanında kaydettiği önemli ilerlemeleri ve dünya genelinde rakiplerinin önünde konumlanan, tutarlı ve kapsamlı bir müşteri hizmeti sunma taahhüdünü vurguluyor. Quocirca’nın raporu, ABD ve Avrupa’daki (Fransa, Almanya ve Birleşik Krallık) BT karar vericilerinin görüşlerine dayanıyor ve önde gelen baskı üreticilerinin stratejilerine dair kapsamlı içgörüler sunuyor. Bulgular, Canon’un belgeleri güvence altına almak, yazıcıları ve çok işlevli cihazları (MFP) korumak ve veri koruma düzenlemelerine uyumu sağlamak amacıyla insan, süreç ve teknolojiyi bütüncül şekilde ele alan güvenlik yaklaşımını öne çıkarıyor. Quocirca, Canon’un güvenlik portföyünde kaydettiği önemli gelişmeleri vurguluyor; bunların başında yeni imageFORCE serisinin pazara sunulması geliyor. Modern ofisler için tasarlanan bu MFP serisi, makine öğreniminden yararlanan geliştirilmiş güvenlik optimizasyon araçlarıyla, cihaz güvenlik ayarlarını otomatik olarak öneriyor ve güvenlik açıklarını etkili bir şekilde en aza indiriyor. Quocirca Raporu'nda Canon’un uniFLOW Online platformu, kapsamlı güvenlik portföyü, güçlü iş ortakları ve abonelik tabanlı güvenlik hizmetleri gibi başlıklar da yer alıyor. Canon’un amiral gemisi baskı yönetim platformu olan uniFLOW Online, Canon cihazlarıyla sağlam bir entegrasyona sahip olmasıyla öne çıkıyor; müşterilere baskı ortamları genelinde güvenliğe yönelik tutarlı ve standartlaştırılmış bir yaklaşım sunuyor. Bu çevrim içi baskı yönetimi çözümü; belgeleri izleme, kimlik bilgilerini cihazlar, belgeler ve veriler genelinde koruma gücüne sahip. Ayrıca, müşterilere uzaktan cihaz desteği sağlama ve bulut bağlantısının kesilmesi durumunda acil baskı modları ile operasyonel dayanıklılığı artırma imkânı sunuyor. Canon ayrıca belge yaşam döngüsünün her aşamasında bilgiyi koruyan geniş bir yelpazede kendi geliştirdiği ve üçüncü taraf çözümler sunuyor. Bu kapsam cihaz, çıktı, yakalama, belge ve içerik yönetimini içeriyor. Örneğin, Canon MFP’leri, güçlü kimlik doğrulama yöntemlerini ve ürün yazılımı bütünlüğünü destekleyen yerleşik geliştirilmiş güvenlik işlevlerine sahip. Canon’un Cloud Connector ve uniFLOW Online gibi bulut tabanlı çözümleri ise “sıfır güven” (zero trust) ilkelerine dayalı ileri düzey güvenlik sağlıyor. Canon, Trellix, Microsoft ve AWS gibi sektör liderleriyle de güçlü ortaklıklar kurmuş durumda. Büyük yazılım güncellemelerinin yayınlanma aşamasında penetrasyon testleri gerçekleştirmek üzere önde gelen bilgi güvenliği denetim kuruluşlarıyla da çalışan Canon, sağlam güvenlik çözümleri ve hizmetleri sunma kapasitesini güçlendiriyor. Canon Eurasia Ülke Direktörü Alexandre Emeryk: “Quocirca tarafından Baskı Güvenliği Görünümü raporunda lider olarak gösterilmek Canon’un güvenliği sadece bir özellik değil, işinin temel taşı olarak gördüğünün en güçlü kanıtı. Güvenliği yapay zekâ, bulut entegrasyonu ve veri koruma teknolojileriyle bir bütün olarak ele alıyor; yeni imageFORCE serimizin yapay zekâ destekli güvenlik optimizasyonu, proaktif tehdit analizi ve veri koruma özellikleriyle kurumlara güvenli dijital dönüşümün kapılarını aralıyoruz. Bu ekosistemin tamamlayıcısı olan uniFLOW Online platformu ise tüm baskı ortamlarında standartlaştırılmış, bulut tabanlı bir güvenlik yönetimi sunarak müşterilerimizin operasyonel dayanıklılığını güçlendiriyor. Başarımızın ise inovasyona ve müşterilerimizin güvenine duyduğumuz bağlılığın doğal bir sonucu olduğunu söyleyebiliriz” diyerek duygularını paylaştı. Bununla birlikte Canon, işletmelerin baskı güvenliğini yönetmeleri ve uç noktadaki cihazları, belgeleri ve verileri koruma temellerini güçlendirmeleri için iki yeni Abonelik Tabanlı Güvenlik Hizmeti başlattı. Gelişmiş Güvenlik paketi; cihaz güçlendirme, otomatik ürün yazılımı güncellemeleri, veri yedekleme ve güvenli veri imhası gibi özellikler sunuyor. Premium Güvenlik paketi ise tüm bunlara ek olarak cihazların proaktif izlenmesi ve yönetimi, gerçek zamanlı tehdit tespiti, müdahale ve ayrıntılı güvenlik içgörülerini içeriyor. Canon Europe Çalışma Alanı Pazarlama ve İnovasyon Bölümü Başkanı Fabrizio Falzarano: “Bilgi güvenliği modern organizasyonların yaşam kaynağı haline geldiği noktada biz kuruluşların uç nokta cihazlarını, verilerini ve dijital belgelerini güvence altına almak için güçlü hizmetler ve çözümler sunmaya sürekli olarak yatırım yapıyoruz. Bu yenilikler sayesinde işletmelerin mevcut BT altyapılarına sorunsuz şekilde entegre olan, uygulanması ve yapılandırılması kolay ürünler geliştirdik. Quocirca tarafından yayımlanan son raporda lider olarak tanınmaktan memnuniyet duyuyor; bu tanımı müşterilerimizin gelişen güvenlik ihtiyaçlarını karşılama ve aşma konusundaki kararlılığımızın bir göstergesi olarak görüyoruz” dedi. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Mimarlık ve Yaşam Söyleşileri'nde Sezonun İlk Konuğu Dr. Murat Sav Oldu! Haber

Mimarlık ve Yaşam Söyleşileri'nde Sezonun İlk Konuğu Dr. Murat Sav Oldu!

Sezonun ilk Mimarlık ve Yaşam programında “Koruma Yaklaşımları Odağında İstanbul’un Bizans Mimari Mirası” konusu ele alındı. Dr. Murat Sav’ın konuk olduğu Mimarlık ve Yaşam programının “Koruma Yaklaşımları Odağında İstanbul’un Bizans Mimari Mirası” alt başlıklı söyleşisi gerçekleşti. Dr. Murat Sav, çok katmanlı Bizans yapıları ve onları koruma yaklaşımları ile ilgili bilgilerini dinleyicilerle paylaştı. “20. yüzyılın ikinci yarısındaki onarımlarda romantik yaklaşımların etkisi var.” Dr. Murat Sav, İstanbul’daki Bizans yapılarını koruma yaklaşımlarının tarihine dair bilgi verdi: “1955 yılında İstanbul Uluslararası Bizans Tetkikleri Kongresi düzenleniyor. Bu nedenle Bizans yapıları o dönemde tekrar elden geçiriliyor. Küçük veya orta çaplı onarımlar yapılıyor. 20. yüzyılın ikinci yarısında romantik yaklaşımların etkisinde onarılan yapılar vardır ayrıca. Tüm yapıların 20. yüzyıl onarım müdahalelerini etüt etmek amacıyla yaklaşık yüz dosya karıştırdım. Orada yapılan işler neydi, o dosyalar vasıtasıyla gördüm. Aldığım görevler nedeniyle bunları yapılar üzerinden okuma şansım oldu.” “Restorasyonun en büyük amacı, yapının sürekliliğinin sağlanması.” Dr. Murat Sav, konuşmasının sonunda restorasyonla ilgili bazı önerilerde bulundu: “Restorasyonun en büyük amacı, yapının sürekliliğinin sağlanması. Yapının plastik özelliklerini, dönem verilerini, pitoresk görünümüne yol açan arkeolojik değerlerini muhafaza edecek şekilde eski eserleri genel bir yaklaşımla korumak gerekli. İstanbul’da günümüze ulaşmayan Roma öncesi yapılar geri gelmeyecek. Elimizdeki çok az sayıda Roma ve Bizans yapılarının yanı sıra elbette ki bu yapılardaki Osmanlı karakterlerini koruyarak, gelecek nesillere aktarımı sağlanmalıdır.” Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.